Kusura bakma kapıda kaldın öyle
Elimi ayağıma dolaştırdı o gözler yine
Mazur gör şaşkın halimi

Bu kapının merceği bile unutmuştu gözlerini
Tir tir titreyen koluna aldırma sen
Buz kesmişti yalnızlığında

Sıcacık ellerini hissedince şaşırdı oda

İnanır mısın ne diyeceğimi bilmiyorum
İçeri buyur desem zaten hep içimdesin
Bedenin yoktu ama,yaşıyordun hep bu yürekte
Yaşıyordum aşkınla,
Seni sensiz severekte

Gözlerin,
Gözlerin nasıl bakıyor öyle
Sarıp sarmalıyor gibisin bakışlarınla beni
Sevdamı sırtına yükleyip gelmiş gibisin
Buram buram aşk kokuyorsun yine
Yoksa yine ben mi sahipleniyorum
O can alıcı bakışları

Nedir o yüzündeki tebessümün adı
Neden güler gül yüzün yetim gönlüme
Benim ben
Vedası bile olmayan ayrılığı hediye ettiğin
Gözyaşlarında yırtık bir resmine muhtaç ettiğin Adam

Saçların
Ne bu böyle ya
Tel tel düşürmüşsün kaküllerini
Sevdayla örmüşsün,yanıma gelir gibi
Aşk ile süslemişsin,al al yanaklarını
Konuşsana
Birşey söyle
Neden mühürledin dudaklarını

Konuş lütfen
Şifa ol yanan bağrıma
Susma anlat
Bir rüya olmadığını
Tasını tarağını toplayıp
Göç ettiğini söyle,
Seven kalbime
Yağmur olup yağmaya geldim de
Susuz çöllerime
Yalvarırım bir kelam et
Bir düş bile olsa
Duyayım sesini
Sevdim de
Özledim de
En duru halimle
Sana geldim de
Sen beni düşlerde bile sevdin
Saklanıp uykuna
Düş olup çaldım kapını de
Özlemim sana
Açlığım sevdana
Kapına dayandım
Aşka geldim
Seninim,seninim
Seninim de...


Mesut Pektaş