1
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1550
Okunma
Aklımın Orta Doğu’sunda
Kendini kendine kırdıran
Piç bir kıyım
Nesebi gayrılanmış
Soysuz bir kim vurdu karmaşası
Neticesiz âkim bir kaos
Makaslayıp küçülttüğüm bedenimin haritasından
Düştü düşecek sarı benizli tozlu bir kent
İdlib kokuyorsun Sevgilim
Üstün başın toprak bulutu
Yazları sıcak ve kaçak
Kışları ılıman ve gözyağışlı teninde
Cevvâl cevvâl göveren Zeytin gözlü ağaçlar
Dişlerinde
Dilinle saklambaç oynayan incir çekirdekleri
"Tek başıma kalmayacağım" diye ağıtlanan
Tiz ağdalı bir Gayda tınısı seriliyor
Vadiler boyunca sesinin üzerine
Srebrenitsa kokuyorsun sevgilim
Kirpiklerinde çağıldayan Neretva doyuruyor karnını
Irzına geçilmiş kızların
İğdiş edilmiş delikanlıların
Aşiyânsız yavruların acıkmışlığının
Traştan hallice bıyıklarında
Mâmur
Abâdân Köprü Hisar/Mostar
Yeniçağ bir tarihin şehâdeti
Ve
Sehpâlara göz kırpmış
Bir vâk’ânüvistin
Diliyle bileğilediği kalemiyle
Vezir âsâleti damlıyor paçalarından ayak izlerine
Ayak izlerinden yol bulan
Lasva emziriyor
Elâ gözlü Beyâzıd-ı Sâni’nin Bergüzârı’nı
Ve
Musalla Sokağı paklıyor
Gayya mezbelesi necis Milaç’ı
Travnik kokuyorsun Sevgilim
Trajik travmatik bir senfoni
Yosun yeşiline beziyor taş kaldırımları
2 yıkım
23 işgâl
52 saldırı
Ve
44 ilhâk görmüş şehir gibisin
Habeşîî yanık bir dâvetle
İlk kıblesine
Mescid-i Aksa’ya yönelip
Kıyâma duruyor Müslîm
Ve
Rahmet rahmet Rahle-i Miracı Muhammed’in
Kudüs kokuyorsun sevgilim
İsâ’nın Haccı
Ve
Sekerât anı kan kızılı çarmıhın
Kubbet-û’s Sâhrâ’da 3 vakit çan sesi
Gümüş buhurdanlıklarda tütsülenen
Ödağacı
Sarısandal
Tavşankulağı
Çöven kokusu
Süleyman’ın mâbedi Harem-û’ş Şerifte
Leş yiyici
Kan emici
Ayyaş ayyar bir ırk
Ve
Salyalı uğultularla kutlanan
Pesah ve Sukot bayramı
Barut bulaşmış k’an kokuyorsun Sevgilim
Göğüs kafesime gerdiğim Davûdî sapantaşı
Toprağa gerdek kertmiş
İntifada yüreğim