5
Yorum
36
Beğeni
0,0
Puan
1023
Okunma

susuz çöller gibi yaşadım
gönülsüz izdivaç misali
izansızlıklarla öpüştüm
yazgıma yenik düştüm
alazlar vardı yandım
sabırları sonuna kadar kullandım
ne beklenen gelendi
ne gelen beklenendi
devrildim bir deyyusun kabzasıyla
asayiş da etkisiz kaldı
nümayiş da
avuçlarım da gencecik umutlar tutuklandı
ardından feda ettim kendimi
dijital dünyalılara
kadavra niyetine
voltalar bile
terk ederken son turlarını
zamanlar tangolarını
acep varaklar mı boşar ağaçlarını
yoksa ağaçlar mı varaklarını
kimse konuşmayacak mı artık susuşlarını
kimse toplamayacak mı kusurlarını
neden gizliyor herkes
hala handikaplarını
ey jurnal sız aslım
bu olanların hesabını verecek yok
sen onları istersen güneşe ser
sonra katlar dolabına koyarsın
nereye dönsem üşüyordu bir yanım
dublör kullanmadım acılarla sevişmek için
boğuldu renk
yenildi aşk
yas tutan bir evrenin kalabalığında
tanıktım
yada azılı bir sanık
sıra aldım
günlerin resitalin da
oysa söylenecek bir şeyde yoktu
dinlenecek bir şey olmadığı gibi
varlığım firelerken sevinçlerimin hepsini
yüreğime kül renkli hüzünler ektim
ömrümün skalasında
bayatladı intihar
düşler besledim
çıldırmak için
uçurumlar tertipledim
hemde ne biçim
doğrular mı sınanıyor
kaderlerin örsünde
yanlışlar mı kınanıyor
bir sınavın testinde
sahi;
anılar niye dilini kesmiyor
gölgelerin çilesinde