1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1435
Okunma

İçimde eziliyor duygular, düşünceler
Sessizlik senfonisi duvarların çehresi
Nakaratları hüzün, kulağıma heceler
Gözlerimin önünde bir intihar karesi
Tek bir hayalim vardı ta çocukluktan beri
Çok yürüdüm peşinden inat edip zamana
Nedir ki geçip giden şu ömrümün değeri?
Üç kuruş etmez der sor sokaktaki insana
Benim çığlığım sevgi, ah u figanım güle
Gözlerimin önünde, hayali, ince yaprak
Başkasını seyretmek yakışır mı bülbüle?
Gülü görünce çırpar kanatları şen şakrak
Kan rengi mısralara hislerini dökerken
Benim gibi bir şâir, nasıl aciz olur, gül?
Bütün yaralarımı zaman ipsiz dikerken
Allah aşkına, sen de halime biraz üzül
Acı çektiğim belli, sussam da her ne kadar
Gözlerimdeki hüznü, görememişsin Leyla
İnan, sen de haklısın, sevilecek neyim var
Saf kalbi üç beş kuruş eder sandı budala
Koydum da tezgahlara dönüp bakan olmadı
Modası çoktan geçmiş, benim gibi insanın
Karanlıkta kaldım da bir mum yakan olmadı
Metruk kalbim “meskeni” oldu karabasanın
Gece iki kişiyiz, bir ben, bir de şu gölge
Lamba yanar yanmaz duvarlarda görünür
Gölgem, yaşadığıma dair tek gerçek belge
Bazen halı üstünde, çocuk gibi sürünür
Anlatayım halimi, nefesim hâlâ varken
Duygularım çürüyüp küfleniyor içimde
Firak neden sevgili, ebedî sıla varken
Son defa sarıl bana, hemi sıkı biçimde
Benden buraya kadar, bıraktım ellerimi
Düşüyorum bu gece yokluğun ortasına
Kanla kınalayayım, sarı saç tellerimi
Ta varıncaya kadar en, en uç noktasına
Yanaklarımda belli belirsiz bir tebessüm
Uyumak istiyorum göğsümde de ellerim
Er geç verilecektir, infazıma bir hüküm
Arkamdan ağlayarak bakacak hayallerim
Ne kadar aptalmışım, en son itirafım bu
Gözlerimi kapattım, boşluğa kayıyorum
“Şiirlerimse sana emanet” son lafım bu
Ben artık yola çıkmak için gün sayıyorum
S / ÂYE 20 EKİM 2018 / ESKİŞEHİR
5.0
100% (6)