0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1000
Okunma
göğsünün fermuarını derin çek
mezarlar avuçlarını kapatmayacak
aklımın iliksiz teni ter
servileri dikmek ayaklarına kalıyor taşları
hiç bir inancın değil koşturulan
sol omzun yazmadan sevişebilirim birliğe
gölgeden geçiyor yolun gözleri
yüzünün secdesine kalacağım çok
o ormanın ağaçları delirmiş bak
hadi boş ver desen kopsa dudağından
edebi partner olup kızıllı ayıp
sakınca hep provasına dans eden yaprak
düşeceğim yine köklerinin suyuna
o yapış sonsuza kağıttan binekli fırtına
cennetinde bilinmeyen zamanın
öldüremezler dallar tabut vermiyor
gündüzlerini uyuturdum kutsal günün
uyuduğunda diriliyor insan işaret parmağından
alnı kara kalıyor geceye ölüp gelenin
öpüyorsun yeniden çiy yağmur sağanak
geçiyor yanığından kanayan yara
5.0
100% (5)