3
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
2569
Okunma

Yitik zaman hoyratlığı ile doludur geceler…
İşte o zaman,
eyvallahı yoktur karanlığın,dostluklara…
Benim sürgün dolu yollarımda,
suskundur hayın namlular,pusudadırlar…
Garip bir ürperti ile batıp batıp çıkarken
düşlerim.
Göğüs kafesimden
sanki doğarcasına alacakaranlığın…
Sabah bendeki,dipsiz bir uyku uyanışıdır.
Gün döndükçe,
Alacakaranlıktan sabaha…
Bir küfürdür tutturmuşum karanlığa.
ana avrat sövdükçe sövüyorum.
İşte o zaman,
içimdeki karma karışık duygular
ben de
bulut rengine bürünüyor.
Cigaramın külleriyle doludur yazdığım şiirler…
İşte o zaman,
sanki kana karışmış bir zehir gibiydi…
Bataklıkta cebelleşen kör kurşun,
savrulan güz yaprakları gibi kederlidir…
Ve bir rüzgarla pencereme düşerken,
gülüşlerim.
İki gözlerimden
sanki ıslanırcasına alacakaranlığın…
Gece rüzgarıyla beraber hoyrat uyanışıdır.
Gün döndükçe,
Alacakaranlıktan sabaha…
Bir türküdür tutturmuşum karanlığa.
Avazım çıktıkça söylüyorum.
İşte o zaman,
yağan yağmurlarla beraber bedenimden
çıkan ses
çırpınan soluğa bürünüyor.
03.09.2018 / Bayram Köse
5.0
100% (6)