farkında mısın dalgalanan su değil toprak
o düşün mahzeninden de sarhoşsun


istavrit kokulu köhne sandallar
kızıl kanatların sarı sazlıklarından havalanan yeşilbaşlar
beyazına yandığımın anason çiçeği
siyah zülüflerde ak gerdanlar


durma uzak yelkenlinin dümen suyuna
tükür yutağına çengelli acıları
kus ağız dolusu serapların küflü efsunundan
göğsünü tuzlu postallarıyla çiğneyen yakamozları


keşişler geliyor dağlarından
kestanerengi fistanlar çilegahlardan
niye ki utanmak
yeni yetme günahların zikrine örttüğün demir peçe
şükret sansürünü soyunan rüyada
yeryüzü tanrılarına


nar-ı beyza aydınında kör zifaflar
solurken dünü benlik olimposun yüksek ökçeli mihrabından
papaz karaları muhacir selamlardalar bak
yıldız emziren zirvenin hatrına
öp ilahlarının helva dudaklarından


tunanın sarı yazmalı beyaz kızları
gecenin güne kesiştiği çizginin ayçiçeği dansları
çeltik denizlerin adacıklarında kara korkuluklar
kuşaklarında kırkbeşlik gramafonlar
saman adamların beynini limeleyen kurtların
derin şarkılarına tempo tutan geveze kargalar


dönüyor tekeri gıcırdayan zaman
yasakları imlasını katleden aksanın çarkına
savruluyor bağlar ve asmalar
oyalı mendillerin çardakladığı kuru dallar
ılgıt hasretler eken karanlığın karığına
güneş yüzlü siyah saçlardan kayıp giden


aslan sütüne batırılmış düşlerini sevdiceğim
esmer tenli gülüşlerini özlediğimin geleceği
ayrıntıya değil bilirsin bağımlığım
ne farkeder asır veya gün
bir yüksek sur dibine mıhlanmışsa
bu sevdası deli gönül