10
Yorum
43
Beğeni
0,0
Puan
1677
Okunma

hangi ayıp in göz hapsinde sin şimdi
hangi kayıp in lehçesinde
ne martıların örsü dövmesi sarsar seni
ne mısraların dize gelmesi
belkide hükmetmek ti gayemiz uyuz kalbimize
yada direnmekti
sılada gurbeti yaşamamış olsaydık eğer
çok iyi biliyorduk
yalnızlığı terbiye etmeyi
renksiz kokusuz az mı çiçek besledik
kök salınca her biri kanattı içimizi
umudumuzu karartı
birbirine yakın olduklarını söyleyenler
sahi niye ayrı gayrı yerlerde oturmayı yeğlerler
beni yaralayan zamanın içine tüküreyim
bu akşam zom olmakta vardı
mum olmakta
niye hep hiç imiz de biriktirdik dakikaları
muhabbetlere uzak kaldı yuttuğumuz dilimiz
nöbetçi teneşirler ölüleri beklerken
sakın kayış atıp ta mazlumları vurmayın
kar tanelerinin akıbetini de iki de bir sormayın
biz ne kadar haklıysak
vakit o kadar saklıydı
kader de diyemedim bir türlü
dahada farklıydı
bilir misin kardelen im
hiç elvedayı telaffuz edemedim bu şehri terk ederken
senide doya doya sevemedim
canımın yandığını hissederken
çığlığımı susturdum
sen hicran imin zehirli mermisi
arkası yoksa doldurmasaydın piyale mi
hiç olsun acıların randevusu ne geç kalmazdım
bırak lanetlensin mutsuzluğum
bırak elensin sonuç suzluğum
şerde ki aşk
hayırda ki ise güvercin taklası
hani bunun ortası, santrası
kefen ime yüz
fikrime tecavüz oluyorsun
yağmıyor sun ama
devamlı çiseliyorsun