2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1177
Okunma

Sen takılı duvarda küçücük bir çiviye
Bense küçük bir memur, dünya denilen zeminde.
Senki dut ağacından almışsın bu deseni
Ben de sana sevdalı, amatör bir talebe.
Alıştığın o elde ne de güzel durursun
Baktıkça ben de sana mutluluğum olursun.
Sıralı tellerini tezenemle okşarım
Kah yumuşak dokunur, kah sertçe esnetirim.
Sensiz geçen bir günü yaşanmamış sayarım
Çıkardığın sesleri zihnime hep kazırım
Açılır enginlere, nice güzelliklere
Seninle alırım yol, çıkarım düzlüklere.
Başlarım bir bozlaktan, sonra uzun havadan
Ağırlaşan makamdan, pestedir makam o an.
Bir de bakmışsın ki, Karadeniz seslenir
Çay bahçeleri sanki odanın içindedir.
Sen anlarsın, bir tek sen, beni şu yeryüzünde
Ne gam kalır ne de dert, sen var isen elimde
Bilen için sen, hem yoldaş ve hakiki bir kardeş
Tanıdıktan sonra seni, hayatımda güneşsin,
Ve belki de insana huzur veren uğraşsın.
En ehemniyetli varlığım, iyi ki varsın sazım…
Anlamaz değerini senin, çalmasını bilmeyen
Diken diken olur tüyü, sazdan çıkan o sesten,
Hürmet eder de sana, taşıyorsa öyle gen.
Ne stres kalır, ne gam ne de kasavet
İlâç gibisin bilirim sen her derde
Uzanırsın yaylalardan, plato ve dağlardan
İnersin sahillere; denizlere ve göllere
Ya bir turna olursun, engin şu gökyüzünde
Ya da Mehmetçiğin elinde bir yanık mektup
Alır seni ılık bir rüzgâr, hem de zamanı durdurup.
Sen ağlarsan o da ağlar, incedir makam, sitemkar
Güler isen o da güler, coşkuludur armoniler.
Sen ne isen, sazın odur, sanki gönül ikizindir
Bahardaysan bahar olur, kışta isen karalar bağlar.
Aşık derler seni çalana, hem çalıp hem söyleyene
Meftunuyum ben sesinin, moral verir dinleyene.
İncedir beli, sapı uzun, akort gerektirir ansızın
Havadan da hemen nem kapar, sesi de biraz kulak tırmalar.
Üstadının elinde, gül kokar ; sanki bağ ,bahçe,
Açılır sahnesi hayatın ansızın; perde perde…
Oğuzhan KÜLTE
5.0
100% (5)