10
Yorum
39
Beğeni
5,0
Puan
1998
Okunma

Kendimi cellat edip ömür sehpasına
dar ağacında kaybediyorum hayallerimi.
İlmek oldukça düşlerim yağlı urganlara
enkazın altında yok ediyorum nefesimi.
ferdaca.
Besmelesiz bakıyorum bugün
İstanbul’un yüzüne.
Yüreğim burkularak şahitlik ediyorum
Bir babanın dalgalarda kayboluşuna.
Gözyaşı ile ıslanmış sigarasını
öylece tutarken elinde.
Dönülmez gemiler yüzüyor selinde.
Böğründeki acıyı bohça edip
yavrusunun mezarına
yalın ayak koşuyor yollarda anne.
Günler sönüyor takvimlerde
saniyeleri zehirliyor hıçkırıklar.
Dayanamazken
cama düşen damlalara
Nasıl dayansınlar
canları düşerken toprağa.
Ve ’’gitme kal ’’demenin
ne demek olduğunu
o zaman anlıyorum..
İnsanın dünyaya
karışmamış halinde.
Göğ(s)ümü yakan
bir bakışı var ki sessizliğimin
Ölüm tarlalarına ekilirken kar
bedenimde soğuk ısırmaları.
içim zemheri buza yakın
Tabutsuz ve kefensiz
rüzgarın canına okuyor yapraklar.
Kül eridi söz bitti
şiir nedir deseler şimdi.
Yüzümde filizlenen acıdır
ilkel yağmurlar gelip
dayandığında kapıma .
Kalemim kırık
huzurum yalınayakken
Yine bana kanar yarınki baharlar..!
Ferdaca
5.0
100% (27)