0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1180
Okunma
Bir karanlık çukurdayım üstüm kara
Etraf kara, yol kara, izan kara
Edebi diye takıldığım dil kara,
Zamanın müstehcenliği zihnimi yormakta
Karanlıktan boşluğa doğru başıboş ve de çaresizce.
Yalpa yapmış cıvata gibi dönmekteyim.
Kızgın alevlere yenik düşmüş yanaktaki ben
Yaprak kara, gövde kara, kök kara
Hadımsız hadım bu olsa gerek.
Kısrak ateşinde hercümerc olmuş fidan,
Kifayetsiz kalmış çırpınmalar.
Hal dili tutulmuş haddi aşmış çok kere,
ahraz bir edayla alemi dinliyorum
Amâ halindeyim süzemedim beklenen güneşi
Ay tutulmuş saklamış tüm ışıkları
Sabah kara, gün kara, tan kara
Yorulmuş yüreğim inzibatlardan,
Anlamsız duraksamalarla çekilmekte tetik,
Nişangâhım belli değil bir sebepsizlik içindeyim
Gönül mavzerine takılmış şeritten kurşun yağmakta.
Sorgularım sorgusuzluğu çekiştirirken
El cevap derinlerden çınladı kulağıma.
Hıçkıra hıçkıra ana rahminden bir ses
Beyt-ül haram, beyt-ül hal, beyt-ül mekân
İlk cemre toprağa düştü bak,
Hava kara, su kara, toprak kara.
Sensizliğe alışır mı bilinmez amma,
Bensizliğe çoktan alıştı âlem.
Kudursatan kudurmuşluk dünyasındayım
Benimkisi ne aşk hikâyesi ne de gurbet,
Ayrıksı kavramlardan kaçarak
Huzura yürüten bekleyiş içindeyim.
Saf safa, kabile kabile, ırk ırka
Ulu bir şefin orkestrasında inziva hevesindeyim…
Sere serpe uzanıp yatan kavgalarım var benim
Mekân kara, yer kara, gök kara
Utana sıkıla bakarken perdeler düşer gözüme,
Görünsün artık görünmeyen mahrem vicdan.
Karanlık bir çukurdan gökteki aydınlığa bakıyorum.
Aykırı tavırlar görünür ayan beyan.
Uzak ülkenin insanlarıyız hepimiz
Yakınlar kara, uzaklar kara,
Medeniyet çölünde kuşbakışı görmüşüz hayatı
Sevgiler kara, dostluklar kara, düşler kara
Erdal EBEM Aşık firgatli
09.07.2018 saat 01:30
5.0
100% (1)