1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2044
Okunma

Albert György’nin Melancolie simli eserinin bende bıraktığı izdüşümlerinin kalemimle buluşmasıydı.
İçimdeki saklı nehir
Size nur gelir bana kir
Aşkın sıratından geçen
Kâh veli, kâh delidir
Aktıkça ay gece suya
Oynaşırken hapsolunca
Bana tutsak, bana sürgün
Size hep yakamoz gelir
Yüzümdeki sahte sima
Yansımıyor sırlı cama
Yüreğime açan yara
Bilir yüreğim kaç para
Yara o ki yâr yaramı
Kapatamaz hiç bir yama
Kul düşerse eğer dara
Hızır yetişir imdada
Sırrıma erince kırklar
Derler ki teneşir paklar
Bu kadar da ağır vaka,
Alın beni çalın taşa
Taşa yazık atın suya
Aksın kirim kalsın pakım
Kurulunca Hak divanım
Titrer durur tende canım
Ayrılınca tenden ruhum
Mevlam beni kılsın yakın
Bir kılımı kırka yarın
Görün Hak’ka yakınlığım
Ben ki dön bak içe darım
İçte yokum dışa varım
Neyleyim biraz işvekâr
Birazcık da sitemkârım
Cancağızım, cancağızım
İşte böyle halcağızım
Halim soran cancağızım
İşte böyle halcağızım
Ahmet ŞAHİN
21.06.2018
5.0
100% (5)