Allanmış hayallerin savrulur mısralarıma,
Dokunuyor sanki sesin en susayan yanıma,
Çok değil bir ömrümü harcamam yolunda,
Daldım sanırım susam kokan ellerinin efsununa...

Kar değmemiş esrarengiz kardelenim,
Şakaklarından süzülür masmavi öykün,
Densiz bir fırtınada kaybolmuş sanki şehrin,
Yada kırgınsın sana dokunmayan parmak uçlarıma...

Bir savaş kargaşasından düşmüş gibisin şarkıma,
Gözlerinde bir ağırlık tutunamıyor sızıyor dudaklarına,
Görülmeyenlerini sıra sıra açmışsın gönül sandalına,
Yada son kez buradasın gidiyorsun uzunca bir yola...

Ulaşması ne mümkün değmiyor dermanım şanına,
Kurak bir sahilde sana kürek çekiyorum apansızca,
Aldırmıyorum kulağıma değen keskin harflere,
Yada sana uzaklaşıyorum uğraştıkça yaklaşmaya...

Övütülüyorum karanlık bir sabahın yanan ışıklarıyla,
Dudaklarımdan zor dökülüyor gönlümün kırıntıları,
Gözlerimle değmeye çalışıyorum en bereketli yarama,
Yada son nefeslerimi harcıyorum gülümseyerek sana...

Solumun en taze bembeyaz papatyasınadır bu sılam,
Kalamadıklarıma sunduğum ücra bir mıntıka,
Anlatamadıklarıma bir yudum ferahlık düşsün ay sızıntısında ,
Yada bulamadığım yoluma düşsün, kıyamadığım dokunmaya...