4
Yorum
18
Beğeni
4,9
Puan
880
Okunma
Küçük bir serçenin başında sela okunan çocuğun
Parmakuçlarından kan düşüyordu
Geceydi..en koyu karanlığı siyahın
Dil aralığı penceresinde güneş
Aşkın damağından su içerken
Mavi yolculuk damarlarıma yürüyen
Sensizlik çıkını
Yüzüm,yüreğinin gül kıyımları
Göğsünün kıyılarında dudaklarım akar avuçlarına
Hasretin tekme attığı karnına sarasın beni
Gözümde umudun ince kabukları zamanla damlarken
Kendime sığmayan bahçelerde bahar
Yaşamayı sevmez miyim
Gömmez miyim çukurlarımın
Yılgın inancına seni
Kır yalnızlığımı
Bir kavalın
Nağmesiyle
Suskunum sana
Köpürürken içimde şahlanan özlem
Hangi fırtına koparabilir
Çentik atarken günler tenine
Ve mavisel düş kurarken göğe
Sesimin adımları yakalar
Soluk alan her uçurumu
Gözlerinin ateşinde
Çiçek olup açıyorum gecelere
Söyle nasıl susulur sana
Hücremde kuş uğultuları/
Özgürlük renkleri çoğalırken
Beni bana bırakma
Sadece
Sen ol
Hayatımda
Sancı ışığın söz kanatlarında
Çırpınıyorum bulutlara değe değe
Ve yırtıyorum deli taylar gibi
Gökyüzüne uzanan ırmakları
Ömrümüm tam ortası aşk ağacı
Dur ve düşün orada
Sevinleşsin yüreğim gökkuşağı gibi
Al ellerini kalbime
Anlat onca zaman tohumlar ektiğim mutluluğu
Ve
Tarihle içindeki sayısız denizleri
Adımın sonsuzluğuna
5.0
93% (13)
4.0
7% (1)