0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1631
Okunma

sen hiç kendini yaşadın mı, unutmak kaç hece?
sen hiç vicdan yapıyor musun? gizemli gecelerde
içi çürük bir sevdanın kucağında inleyerek .!!!
inançsız ve ufuksuz,
kararmış sahnelerin loş duvarlarında,
baygın bir perdenin ötesine uzanıp
içine kasvet çökerek, ilgisiz ve
sevdası olmayan bir hayatın kahrında
zavallıca, itilmiş bir nesne gibi gereksiz…
sen hiç vicdan yapıyor musun? kalbindeki sızılara,
anlatamadığın cümlelerin içinde boğularak,
gülmekle savuşturduğun salvoların, buhranlı girdabında…
yarar mı bir işe? hangi cümleler seni mıh gibi çakar hayata?
sen sarıldığın sohbetin buğulu gözlerinde
hiç kayboldun mu mavi derinliklerde?
ve çölde kavrulmuş bir böceğe, imrendin mi gerçekten?
bir bardak suya hasretken dudaklar
seni hiç anlamayan yazılı ve bir ruhsuz bir hikayenle
mâhkum kalmanın bedeni ıstırabı ve
bir duvar gibi örülen
lakayt ve boş gözlerle bakışan iki yabancı gibi,
anlamsız ve ağlamaklı bir halle geçen ömre kahr…
sen hiç geçtin mi düşler bahçesinden?
ruhunu kalbini emanet ederek gönülden sevdiğine
öğrendin mi sevmeyi sadakati bağlılığı
sen her mevsimde mutlu olmayı kendinde
öğretebildin mi kendine sevdayı?
sen hiç özlendin mi cennet kokusunu?
havvanın türküsünü, ömrün finalinde,
sen bir şairin dizelerine yerleştin mi hiç?
acıların en ağır notası olarak
kenara atılmadan, itilip kakılmadan, peygamberi bir lisanla
bir kıymetli emanet olarak…hissettin mi kendini değerli ?
sen hiç vicdan yaptın mı kendini tartarak?
sesim kanıyor sevgili, sesim
duymuyorum sesimi artık,
sen aşk dediğinin hangi rengindesin?
sen ölümle aşka arasında hangisine teslimsin?
sen vedanın şiirini bilir misin?
kendinden kaçmanın, savrularak uzaklaşmanın can acısını,
gitmek gerek bazen, yolu olmayan yollardan geçerek
veda etmek gerek, bazen bir sevgiliye
bir dosta
bitmeyen hayale
incilerle bezenmiş ve hayatı anlamlı kılan bir çileye
ve…. veda etmek gerek, kalp ağrısına, yürek sızısına
bir ömre…
eğer yaşlansaydın benimle, tutunacak dalın olurdum
söylediğim türküm, hayattaki bahanem
baktığım gözlerim, aldığım nefesim,
ve… ismini söylediğim sesim olurdun.
ne aşkın bulanırdı gönlünde,
ne berrak suda olurdu çamur
olmazdı gönül yaran, güvenirdin sana sahip çıkana
ne yüreğin yalnız kalırdı ne de olmazdı renksiz
ama artık anılarda hayat, sevdanın koptu ipi
ben kendi köşemde kalbimin gerçek sahibiyle
hal dili ya da kalp dili ne diyorsan öyle
sen ve ben artık mektubu eline ulaşmayan bir garip yolcuyuz
sen polyanna tebessümünü eksik etme yüzünden
insanın kalbine dokunmak ya da dokunabilmek kolay mı?
sana, benzeştiğiniz ruhunuzla bi dolu mutluluklar
alfabemde nem varsa, tersinden okuyorum
unutulmuşlar sahilinde dövünen bir dalgayım artık,
unut(ul)mak mı kaç hece?
unuttum tüm harfleri
bitmek bilmeyen her gece…
*
yusuferdoğan
5.0
100% (1)