// Med-cezirlerde ıslansa da kördüğüm şiirlerim
Sustum düşlerime yağan kırgın ebemkuşaklarına//



Yıldızlar serpilirken semaya birer birer
Sancılanır sensizliğe gebe geceler
Vuslatsız ırmaklar geçer gözlerimden



Hazin rüzgâr türküleri,
Sallarken hüzün dallarını;
İnler nağmeleri,
Makamı belirsiz içli bir mevsimde
Ve hazan yapraklarının hıçkırıklarında



Kimsesiz harflerim
Hasret girdabında savrulurken
Kor renkli sağanaklarımda boğulur hayallerim



Yorgun avuçlarımdan zamanı içen
Sarhoş anılar gezinir
Geçmişin ıssız tünelinde
Vurulur iklimsiz umutlarım



Yırtarken mesafelerimi
Tükendi bitkin sema...
Tebessümlerimin kıyısında yüzen
Nilüferler meftun sana



Sarıl oynaşan buz mavisi hecelerime
Yakamozlarda yıka kalbimi
Teslim ol
Çılgın, masal rengi dalgalarıma



Azgın nehirlerimin, duru deltalarında
Dilsiz yaralarımı sar.
Vur İskender kılıcıyla yürek dolusu gizeme
Çözülsün kördüğüm ipler…
Bağlan aşkın halatına
Sar beni de sonsuza kadar
çözülmeden…



//Şimdi bir aşk fısıldadım
Sesi kısık yangınlarımın kıvılcımlarına…
Seherlerin ıslak nağmeli türkülerine sardım seni
hep orda kal //



NİLÜFER SARP