0
Yorum
13
Beğeni
4,9
Puan
1731
Okunma
Saklanacak yeri olmayan bir çocuğun
Suçlu gözlerinde buldu beni aşk.
Siyah Nur.
Ruhumun neresine gitsem
Hep o aynı gözler
Kadim bir aşinalık
Lâyezal gül kokusu
Ve cezbeden korku.
İnşirah tadında ölüm
Yahut,lâhuti bir perde olmalı bu.
Sen siyahın her şivesiyle güzelsin ey nur.
Uzak iklimlerden
Mülteci sancılar taşıyan kervanlar gibi
Ayrılık aşılıyor toprağıma hüzün.
Mahreçsiz bir lisandan
Şarkılar söylüyor ilk sesiyle âlemin.
Görmeseydin eğer gözlerimi
Sana meleklerin avucundan su içirebilmek için
Yağmur damlalarına saklayabilirdim kalbimi.
Kâinatının bir ucunda
Gökyüzünü kaybetmiş ay,
Gecesini arayan rüya,
Adını bilmediğin bir yıldız olabilirdim.
Beni korkutan
Yokluğun, ya da varlığın olsaydı eğer
Bunu anlayabilirdim.
Oysa, mutlak bir tevekkülle sevdim seni
Ve hiç incinmedim acılarımdan.
Toprağa düşen ilk kar tanesi bilir eriyeceğini
Pervaneler bilir neden yanmaları gerektiğini
Ve aşk bilir
Ölümün onu hiç bir zaman öldüremeyeceğini.
Son seferinden
O iki siyah nur gözlerinden
Geriye dönebilseydi keşke turnalarım.
Ölümü inkâr eden aşklar gibi
Bende inkâr edebilirdim gözlerini.
5.0
91% (10)
4.0
9% (1)