Seher yeli turnaları görürsen
Bizim köyden geçmişler mi soruver.
Subaşı gümbüldek, soğuk pınardan,
Uğrayıp su içmişler mi soruver.

İlkbaharda renk renk çiçek açardı,
Dört bir yana mis kokular saçardı,
Çocukluğum kanatlanıp uçardı,
Çayırları biçmişler mi soruver.

Hayalimden hiç gitmiyor o demler,
Baharın müjdesi sarıçiğdemler,
Suvat üstündeki sıra bademler,
Çiçeğini açmışlar mı soruver.

Açılmış mı yaylaların yolları,
Katmışlar mı sürülere malları,
Toy gelinler kınalayıp elleri,
Yaylalara göçmüşler mi soruver.

Zalik yayla sanki kartal yuvası,
Efil efil kekik kokar havası,
Fadime haladan hayır duası,
Alıp yola düşmüşler mi soruver.

Kapılıbük, ima sakarı dibi,
Toprağı bereket fışkırır gibi,
Bu senede almak için nasibi,
Sürüp, tohum saçmışlar mı soruver.

Yaşanmamış hayal gibi, o demler,
Baharın müjdesi sarıçiğdemler,
Suat üstündeki sıra bademler,
Çiçeğini açmışlar mı soruver.

Meşeliğin dört bir yanı hep meşe,
Güzelliği sığmaz hayale düşe,
Sanırsın cennetten sanki bir köşe,
Üzerinde uçmuşlar mı soruver.

Şaşırttırdı mevsimleri yadeller,
Güz gelmiş mi dökülmüş mü gazeller
Ilıcada isbap yuyan güzeller,
Sevdiğini seçmişler mi soruver.

Süleyman der hasret, sinemi deler,
İçimde gurbette bir kuzu meler,
Kader cilvesiyle başka körpeler,
Yuvasından uçmuşlar mı soruver.

Süleyman Şen