7
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
1270
Okunma

Öyle bir zamandayız ki ;
çocuklar büyümek için çırpınırlar
biz ise büyüdüğümüz için kederleniriz…
Gök kubbede semah ederken kırlangıçlar
Sözlerin kuyumcusu gibi derinlere dalıyorum
Zamanın geçmesini engellese de
yüksek ve hülyalı ağaçlar
yankılandıkça ölümcül endişe
Billur bir kar tanesinin
hiç oluşuna şahitlik ediyorum.
Hızla akan kum saatini
ters yüz çeviriyorum.
sisli perdesi yırtılıyor zamanın.
Iskalanmış hırpalanmış hayatlar
tarihi labirentlerden geçiyor
Taammüden öldürdüğüm
yıllara geri dönüyorum.
Tüketirken saatleri hoyratça
hiç bitmeyecek sandığım
gençliği duyumsuyorum huzurla.
Unutamadığım şeyler acı verse de
altın tozuna batırdığım anılarımdan
hayatın görünmez şiirini okuyorum.
Ve anlıyorum ki;
Ulaşma çabam beyhude
Mükemmellik ön plana çıkıyor
eksikler üst üste gelince
hayatın geometrik gizeminde.
Kum fırtınası gibi kaderimiz
dar bir alanda sürekli yön değiştirdikçe.
Peşinden koşuyorum yazgımın
koyu suskularda
romanlarda
şarkılarda
Geri dönülmez noktalardan
ileriye gidemeyeceğim noktaya kadar
yazıyorum.. yazıyorum.. yazıyorum...
Boğazımı yalayarak geçiyor
yaşamı kopya eden yelkovan sürüsü.
Oyuna doymayan çocuk gibi
silkeleyip omzumu
Hiç büyümemek ne güzel diyorum
kendi kendime..
Olgunlaşan buğday tanesinde
saklı olsa da efsane.
Ferdaca
5.0
100% (19)