20
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
1683
Okunma

Bir demet gelincik, avuçlarında
Ansızın çıkıpta, gelecek gibi
Kuşlar serenatta, dal uçların da
Mâkus talihim de, gülecek gibi
Dudakların seni, sevdim diyorken
Güzelim ben sana, ömr adıyorken
Efsunlu gözlerin, şad ediyorken
Gönlüme bir huzur, dolacak gibi
O ela gözlerin sanki bir leman
Senin gönlün bana, sıcacık liman
Sanki rüzgâr ile inleyen keman
En güzel şarkıyı, çalacak gibi
Aşkın ateşinde, yanıyor sinem
Seninle coşarken bu gönül hanem
Okuduğum, bu şiirler, bir tanem
Kalbimden hüznü de, silecek gibi
Birleştiği yersin, tüm odakların
Filiz verdi gülde, tüm budakların
Al’a boyadığın, şuh dudakların
İnan bir kahkaha, salacak gibi
Yeniden doğarım her doğan günle
Bu sözüm sanadır, sevgili dinle
Vakti geldiğinde, gülüm seninle
Deli gönül mutlu, olacak gibi
Asumanda açan, şimal yıldızı
Dizilsin yoluna, gül dizi dizi
Lüzumsuz diyor ki, bir tanem bizi
Mutluluk sonunda, bulacak gibi
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
ETEK YAZILARI
SERENAT: 1. Sesli olarak söylenen veya müzik aracılığıyla çalınan serbest biçimli müzik parçası. 2. Geceleyin, açık havada sevgi duyulan biri için bir müzik aracıyla verilen küçük konser.
MÂKUS: 1. Ters çevrilmiş, baş aşağı getirilmiş. 2-Uğursuz, kötü
EFSUN: Büyü
ŞÂD: Sevimli, neş’eli
ÖMR: Ömür, doğum ölüm arası, zaman dilimi
LEMAN: Parlak, parlayan
HÜZÜN: Gönül üzgünlüğü, gam, keder, sıkıntı
ŞUH: Neşeli ve serbest, özgür kadın
ODAK: Bir ışık veya ısı kaynağından yayılan ışınların toplandığı yer, mihrak, fokus
ASUMAN: Gökyüzü
ŞİMAL: Kuzey
5.0
100% (25)