19
Yorum
39
Beğeni
5,0
Puan
709
Okunma

Bir nehir yatağında su gibi akıyorum
Kâh taşlara çarpıyorum
Kah yemyeşil yosunların başını okşayıp geçiyorum
Bazen coşkun coşkun akarken
Bazen duruluyor ve öylece süzülüyorum
Ve geçiyorum zaman tünelinden..
Bazen güneş ışınlarıyla parlıyor yüzüm
Bazen de gecenin karanlığında kalıyorum
Adeta yönümü bulamıyorum
Gözyaşlarım debimi yükseltirken,
Sabrımla dengeleniyorum
Yağmur yağdığı zaman ise hepten saşıp kaliyorum
Başkalarının hüznünü getiren bulutlara bakakalıyorum
Sînem o kadar genişliyor ki o an,
Kendimi unutuveriyorum
Onların göz pınarlarından süzülen damlalarla daha bir çoğalıyorum
İşte o zaman kabıma sığamıyorum
Gökyüzü bile dar geliyor
Yeryüzü benliğimi içine alıp adeta yutuyor
Kayboluyorum..
Derin dehlizlere karışıyorum
Ben, ben olmaktan çıkıyorum
Artık bir denize karışıp sürükleniyorum
Dertler derya olmuş ya,
Herbir nehir bir araya toplanmış ya!
Artık deryanın içindeyim
Bazen sahile vuruyor dalgalarım
Bazen de kararabildiği kadar kararırken gök
Onun altında yine onunla sukûnet buluyorum
Kumsaldaki kumlara değince yüreğim, diğer nehirlerle birlikte yenileniyor gibi oluyorum
Bir çocuğun neşe dolu kahkahalarıyla
Attığı taştan oluşan akisle
Hayata karışmaya çalışıyorum
En merkezdeki o mutluluğu ben de hissediyorum
Öyle bir hal ki;
Küçük bir cocuğun masum, kirlenmemiş ellerinde huzur buluyorum
Herşeye rağmen hayata tutunmaya çalışıyorum..
İşte öyle birşey..
Müslüman coğrafyam ağlıyor 3..
5.0
100% (29)