Dik dik yürüyorsun Necati,
Henüz vurmamış dizlerine yokuş/un teri
Çekilmemiş dizlerinin feri
Dik dik yürüyorsun Necati,

Ne uyandırır seni davul, ne ezan sesi.
Oysa
Utandırır beni sabah namazına giden,
Ali emminin baston sesi…

Dik dik yürüyorsun Necati
Mavinde çoktur senin tozpembende,
Siyahında beyazında,
Henüz bellemedin grinin gereğini,

Bir elin dağlara uzanır senin bir elin denize.
Kulak verirsin berduşların narasına
Oysa uzanmaz elin bir komşunun fukarasına
Ayrılık zamanın gelmemiştir Necati.
…
Gelmiyor artık Ali Emmi’nin baston sesi;
Zira tükenmiş bu dünyalık nefesi...

Yıllar geçti gitti Necati.
Çocukların büyümüş,
Bak sigara da içiyor ortancan,
Kızının yanında bir oğlan.
Yokuş zor geliyor değil mi Necati.
Neydi o eski günlerdeki heyecan.

Boşa konuşuyorsun Necati;
Sözünün k âr etmeyeceği yaştasın,
Artık ikinci el kumaştasın.

Duyulmaz artık Necatinin sarhoş sesi.
Umreye gidecekmiş duydum
Başındaki Ali Emminin fesi,
Bir ömür böyle geçti Necati…
Necati ah be Necati!..

Selahattin Cansız