6
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
1453
Okunma
.
nasıl iyi edeyim başkasının yarasını ,bu kadar kanarken
kalbimden gül düştü duyurmadan kırıldığını
sağ salim geçerken ezberlenmiş yollardan
büyümek başa bela, ne kadar da öğrensen
gül, ah sızlayan gül başka avuçlarda
söyle yumuşaklığını kim aldı
ve soylu ve mağrur, gururlu
bir veda sesiydi yağmur aslında göğün mırıldandığı
parlayan ,sönen o kıpırtılı dansı yıldızların
ki gözlerinin karanlık bahçesinde gezinen uyku zamanları
söylenmeden yutulmuş onca heba sözcüktür
yakılan her ağıt
saçlarımdan başlayın beni öldürmeye
duyduğum acı yırtıyor kulaklarımı
adımların ,uzaklaşan gecemden
dönüş yolunu bulamaz artık ne kadar iz sürsen
gül, ah yağmalanmış gül
söyle kimdir dikeninin acısına ortak
ortada kalan kanının tortusu
silinmiyor ellerimden
yanabildiğin kadar ateşsin aslında
akabildiğin kadar su
gidebildiğin kadar yolsun
kalabildiğin kadar yaşam
söyledikçe söz olur ağzın
ağzın ; havalanan kuş olsun dallarıma
kımıldamam.
bin adım gitsem, dursam yüz bin yıl
geçerken alsam pencerenizden acısını özlemin
büyümek toplamış bütün şekerleri
hala çocuğuyum kendimin.
.