0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2188
Okunma

söylenecek çok şey vardı tercih ettim susmayı
insanlık bende kalsın gerekçem oldu sus payı
insan girmemeli kaldıramayacağı yükün altına
bıçak kemiğe dayanınca, anca vardın farkına
çok süslüdür sözlerim hem de yaldızlı
dur durak bilmiyorlar sesten de hızlı
hani var ya yüreğini damlatan, mağaralarda sarkıtlar
sen onu anlayamazsın, çünkü sendeki taştan bir duvar.
keşke bir çocuk kalbiyle masum kalsaydım
keşke içimde beslemeseydim böylesi duyguları
güzele dair her ne varsa bazen de yok saydım
beni yalnız bırakmıyor ki , içimin kalabalıkları.
nedensiz bir çok neden var, meşgul eder zihnimi
önümüz çıkmaz bir sokak, kavga ederiz değdi mi?
biz istesekte olmuyor işte ; ilahi kudret eli,
her şey yazgı mukadderat , kalem hükmü ezeli.
yaşamadan yazılmıyor ki; mısralar da kalpli
his çemberimi kırmam lazım, tek çaremdi bu
yarinden ayrı düşmüş sular bile dertli
keşke hiç olmasaydı böyle, sarhoş gönül mutluluğu.
ey sevda sen nasıl bir şeysin ki; yükledin yüreğime sarıldı çeper
öyle hallere düştüm ki; kendimi tanıyamıyorum adım derbeder
ruhumu diri tutmaktır gayem, gelip geçsin istiyorum dünyevi kaygı
hiç değilse kaybetmeyim gönlüm: hal ve ahvalimde kendime saygı.
ne yazık ki;
büyülü gözlerden mürekkep esaslı bir çemberin
çekim alanına mahpus olmuş gönüllü bir köleyim.
bir uçurum var önümüzde gayya kuyusu gibi derin
terk edildiğim bir limanda durmam artık neyleyim...
artık bu son postamdır kalbimin çırpınışları
her seven ayrılacaktır dünyevi sevdasından
elveda diyemem yalnız, hissederim bakışları
her şey aslına rücu eder, gidiyoruz bu handan…
mısralarla avunuyorum tek teselli kaynağım
ruhen bir boşluktayım her halim darmadağın.
bir vefasız senfoniydi pusu kurulmuştu kalbe
hayatımda aldığım bilmiyorum kaçıncı darbe?
*
yusuferdoğan