1
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
761
Okunma
Biliyor musun,
Gözden uzak kuytularına çekildiğimden beri
Ömrümün en güzel sevda türküsünü dinledim sesinde
Duvarındaki tuval mevsim çiçekleriyle kokarken nefesimde
Manzarada gördüğüm yıldızlar başka
Duvarına duran kadın
Bambaşka...
Gece başlarında oturup hayaller kurduğum
Derince bir umudun kuyusuna dilini toparladığım
Dilek cümleleri gibisin gönlüme eş
Dalından düşen elmalarla kollarının çemberine
Utanarak başımı koyuyorum
Ay ışığı sarmaş dolaş teninde
Gözlerime ne hoş görünüyor
Kelebekler
Kalbine ek çiçeğin yaprağında uçuşuyor
Hem vallahi hem billahi hem tillahi
Şaşkın at gibiyim göğsünde
Kirpiklerimde gözlerime sürme çektiğin ok
Yüzümde nazlı duruş incecik ve
Selvi boylu
Düğmeleri çözülmüş şehrin çıplak sokakları
Sürüm sürüm sarıl yağmurlarla
Nağmelerinde şimal şarkılar tırmanıken şu dağı
Feleğin çarkından yarin boynuna
Üzüm üzüm sarkıp
Tenindeki sevdanın şarap kokusuna
Kendimi asacağım
Tezden sönsün küçük ışıkların gözleri
Uyuyacağım
Sabahlar ruhunun elbisesini biçerken bedenime
Aynalarda yüzüm senin için gülsün
Evet buğün kalbimin nurundaki mendillerle sileceğim terini
Yaralarına merhem süren yeşilin baharı
Evet bugün sõyleyin rüzgarlara yoldaş eylesin
Ayaklarımı canımın içine
Yüreğimde ağrı kulağımda ses
Bugün çiftetelli
Gökyüzü secde ederken
Saçlarım Deli çaylar gibi gülüşünü yalar
Bir meltem ki yarınlara
Alır başımı dizlerine bir biçimde
Gizli sır da muhabbetini kalbime yazdım
Dayandı mı camına huysuz kuşlar
Gerdanındaki el ben
Olayım
Düğüm düğüm bulaşmışsın boğazıma
Cennetime sızan düş püsürüğü
Her bastığım taş alevden gölge
Çoğaldıkça yanına özledim işte
Hallerimi...
5.0
100% (8)