3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1299
Okunma

Hayatım boyunca çok badireden geçtim
En parlak ışıkları belirleyip seçtim
Zamanla bu ışıkların hepsi söndü
Beni de en son durağa kadar götürdü
Durak mı dayanır gençliğin azgınlığına
Sürükleyip götürür, hayatın çılgınlığına
Koyuverir en kötü cenderelere
Yuvarlar uçurumlardan en bulanık dereye
Her durağın izi var bende, bir bir
Neler çektiğimi bir ben, bir de kalbim bilir
Gönül dinlemez ise beyin organını
Harap edip zehirler bütün anını
Her durağın farklıdır, gülü, lalesi
Her birinin vardır bin bir çilesi
Kimisi insana hayat dersi verir
Kimisi de hayatın kapısından çevirir
Her durağın bal alınabilecek çiçekleri vardır
Her bir çiçeğin değeri dünya kadardır
Bu değer korunabilirse önem arz eder
Yoksa ömür her gün biraz daha olur heder
Aşk duraklarının hepsini bir bir geçtim
Şerbetlerinin hepsinden birer tas içtim
Her birinin tadı, çilesi farklı farklıydı
Hepsi masum, berrak ve şeffaflıktan yanaydı
Ama uymazsa kişilik, huy ve karakter
Hepsi görülebilir şeytandan beter
Aynı dil değil, aynı duygu paylaşılmadan
Birlikteliğin sağlanması muhal olur anlaşılan
Son durak kaderin tecilligâhı
Son durakta biter âşıkların ahı
Son durak ümitsizliğin çarmıhı
Son durakların berrak olur sabahı
Son durak tekâmülün, deneyimin zirvesi
Son durakta biter hamların, hantalların sesi
Son durakta kilitlenir fesatların çenesi
Son durakta neşvunema bulur herkesin neşesi
Mayıs 2013-Ankara (arşiv)
5.0
100% (6)