1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
725
Okunma
Hayat kitabının ilk sayfalarından birini okuduğumda başladı
gelecek beklentisinin düşüncesine mahkum olduğumu farkketim.
Düş-erken çözülüyordu düşün-celer...
Bedenim değil ama aklım benimle oynuyor
büyük bir şehrin beni yutması düşüncesinde boğuluyordum.
Düşünmek en cok neyi yorar ?
Herkes üstüne düş-eni yapıyor ama kimse görmüyordu.
Gidenler gelenleri aratmıyordu.
Ruhlar bedenleri terk ediyor.
Herkes farklı bedene bürünüyordu.
Bu duruma en çok Ruh Bey alışmıştı
Her bedenden bir yudum daha alıyor kaderleri belirliyordu.
Sabah başlıyordu çalışmalar akşam bitiyor
düzenli şekilde ruhlar bedenlerle oynuyordu
Balkona çıktım ruhuma bir kap boşluk bıraktım.
Bedenim değişmiş idi.
Tek tek gözden geçirip gerekenleri düzelttim.
Sanırım günümüz dünyasında huzur mutluluk için düşünmek bedava.
Sonra balkona gittim kabı aldım
boşluğu doldurmak için
çünkü ruhlar saçılan düşüncelerimin parçalarıyla besleniyorlardı..
Geç kalmışlığın üzüntüsü yakaladı.
Bedenime yeni bir ruh ekledi.
Tanıdık olmamasına rağmen bedenim içinde mutsuz kırık dökük bakan bir ruh...
İstemediğiniz ruh belki de bir başkasına ait olabilir...
Bedenime hakim olan neydi hayatıma yön veren ?
Diğer bir sayfa da mutluluk bir an bedeni mi iyileştiriyor
diğer sayfalar ise yaralıyordu.
İç dünyamın bir parçasını korumaya çalışırken
bir takım bozukluklara sebep olan ruhlar
düşünceleri mi
Yemekle
meşgul...
5.0
100% (3)