Uzun zaman oldu görmeyeli
göz göze gelmeyeli iki kelam etmeyeli çok uzun zaman oldu
Nicedir rüyama da gelmiyordun
bu sabah bu sabah geldin...

Dalmışım bir an rüya değilde gerçekti sanki
sendin başucumda bekleyen
yine o mavi gömleğin hani çok yakışıyor dediğim
kirli sakalın gece gibi bakan siyah gözlerin ve
ellerin,o hiç tutamadığım ellerinle
Her şeyinle sendin işte...
gelivermiştin düş değil de gerçekti sanki

Seni gördüğüm o anı nasıl anlatsam nasıl yazsam bilmem ki
heyecandan elim ayağım titredi dizlerimin bağı çözüldü
kuş gibi çırpındı yüreğim nefesim kesildi
bi an öylece kalakaldım, konuşamadım
bir adım bile atamadım yanına...
yığıldım olduğum yere tarifsiz bir hisle

Gözlerinde pişmanlığın hüznü vardı
için acır gibi baktın gözlerime
acımı sızımı her gün ölüp ölüp dirildiğimi anlamış gibiydin
belki bir teselli vermek istedin
konuşmadın sustun yine
suskunluğun arkasına sığındın

Bende konuşamadım adını fısıldadım sadece
hıçkırıklara boğuldum acıyla haykırdım
git..!!

Git buradan niye geldin.?
söyle neden?
yıkıldığımı görmeye mi.?
ölüşümü seyretmeye mi ?... söyle niye.?

Ben ne yapmışım der gibi bakıyordun harabe halime
saçlarıma dokundun
senden kalma aklara bakıp derin bir iç çektin
senden sonra başkası görmesin diye sakladığım örtümü alıp
saçlarımı sardın

Bin kez daha öldüm
bin kez daha parçalandım
acıdan yüreğim sığmıyordu göğüs kafesime
sustum gözlerinin içine,yüzümde ki acıyla
son kez...
ne için bana kıydın.? der gibi baktım...

Ne olur
Git aklımdan yüreğimden
düş artık düşlerimden...
gelme artık
gelişin bile çare olmaz bu derde
sen gününü gün et yine günlük sevgilerle
beni bana bırak, bırak kendi halime
öyle derin ki bu yara,kapanmaz
artık sevsen de
nafile.
Git !

Yemin