Noktalısı, virgüllüsü, ünlemlisi, ünlemsizi,
Her dilde yazılı tüm harflerde adın var,
Soyadının hükmü yok, soyun zaten asil,
Şımarma kızım hemen,
Nice güzeller bir gecede eridi,
Soyun dedim de, ne haddime,
Afedersin, emri vaki gibi oldu,
Gözünden tepetaklak şu an düştüm,
İçimdeki sendin, bir de şeytanlık düştü ki,
Düşsün vallahi, farzet ki cehenneme düştüm,
Ateşler bassın her yerimizi,
Var mısın, hadi çılgınca yanalım dedim…

Tüm soru işaretleri seni gösteriyorken,
Tüm yön levhalarında adın yazılıyken,
Ve tüm yol çizgileri seni işaret ediyorken,
Bir kere de beni işaret etselerdi ya,
Ya bakma öyle saf saf,
Bal gibi de sensin işte dedim…

Daha geçenlerde başıma geldi,
Park yapılmaz levhası mıymış neymiş,
Buraya uğrayabilme ihtimalin olmasaydı,
Ne işim olurdu kombinasyon hesaplarıyla filan,
Hiç olmazsa, hayalini demleyip,
Bir güzel afiyetle içeyim dedim…

Yasaklar vız gelir, tırıs gider,
Al işte çıkmasın mı karşıma ters istikamet levhası,
Girilmezmiş güya, dinleyen kim,
Tüm yasakları bir güzel deleyim dedim,
İçim geçmiş, olduğum yere çöreklendim,
Rüyamın en tatlı yerindeyken,
Gak demesin mi arsız karganın biri,
Paldır küldür bir gürültü, kolumu, bacağımı zor kurtardım,
Ardından kıronun biri gırtlağı yırtılırcasına bağırmaz mı,
‘’ Alo, hemşerim, yasak burası, ne işin var orada? Hadi bas git…’’
Ulan dedim içimden, bu şerefsiz dümbük de nereden çıktı?
Dilim bir karış dışarıda it gibi kalakaldım,
Adam yanıma geldi, acaba dedim sen miydin ki,
Oysa daha birkaç dakika önce kucağımdaydın dedim…

Alt alta, üst, üste yuvarlanmadıksa,
Bu çamur da nereden çıktı,
Elimi bir sürdüm ki,
Karga pisliği…
Şimdi biz savaştık mı, seviştik mi,
Sevişirken sulh sağlar mıydın sen onu söyle,
Neredeysen çık gel, hayal meyal olsan da gel,
Şu sürünesi kalbimin heyecanı sancısız olsun dedim…

Neyse lafı fazla dolandırmayayım,
Gerçi nefis de olurdu, elim beline dolansaydı,
Az gittim, uz gittim yürürken yolları,
O da ne, karşıma çıkmasın mı kocaman bir tren garı,
Üzerimde vagonlar dolusu yük varken,
Yanlışlıkla raylara girmişim,
Ezip geçmesin mi tren katarının biri,
Kesin dedim, koptu tüm uzuvlarım,
İlk kez bu kadar çok kendimi düşündüm,
Yemin olsun başka da ihanetim olmadı sana,
Yeter dersen, yeter ki kalbime bir şey olmasın,
Sıfır işe yarar da, beni çöpe bile atmazlar dedim…

Ölmek vallahi zor zanaat,
Kolay olsaydı, cennette yanında olurdum,
Teselliye bakar mısın?
Bana da bakar mıydın ki?
Bak, gördün mü, orada bile soru işaretleri var,
Battı balık yan gider, seninle daha çok işimiz var,
Amma da zorlu virajsın, her yanın uçurum dedim…


Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
05-06 Şubat 2018, Isparta

çöreklenmek : (acı, hüzün gibi duygular için) yoğun, güçlü ve sürekli bir biçimde kendini duyurmak, gelip insanın içine oturmak, yerleşmek.

kıro: görgüsüz, kaba saba (kimse).