yine ömrümün can kırıklarına değdi ayaklarım
topuklarımda
vampir ağızlı derin kesikler
bağbozumu cümlelerden kaçarken üstelik
sokak lambalarının kambur sesleri dizildi boğazıma
ve
yetim bir şiir gibi yutkundum kelimeleri

....


"bir anlık bakıştı oysa yosun tutan zaman
düş mevsiminin arka bahçesinde "



kibirli ellerinle d/okunamazsın yüreğime
avuçlarımın bir tutam hasretiyle oynaşamazsın
her hücrem, ölesiye kırgın bu sevdaya artık
hem bilir misin
ritmi bozuk gecelerde üryan dolaşır çocukluğum
buz tutan bakışlarından
hasret kokulu yağmurlar yağar yüreğime
ve ıssız adımlarımda sela sesleri yankılanır

toprağın kokusu sinmiş bir kere üzerime
kuşatılmış korkularım
öfke nöbetli kızıl bulutların çöplüğünde

...



"içim, ağrılı güncelerden geçen ölüm sancısı sanki
defalarca kanatılan çarpık coğrafyanın nefessiz bir neferi"







emel güneysu