3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
994
Okunma
göç yollarından ulaştım sana
palmiye ağaçları altında kurtuba kokusu sürmüştün boynuna
mandalina bahçelerinden geçen yolcu
gözlerinin kentine kurak yağmurlar düşüyor
sende sürünüyorum hayatın uğultusunu
ırmakların çağıltısını sende yaşıyorum
çocukluğun hikaye anlatıcıları
sokağın başında kokulu mendil tutan tütsücüler
gölge oyunları vardı bizim sokakların
gün ışığında düş satıcıları
mavi balonları elimden kaçmış hayatın
temkinli bir kale gibi sığınıyorm kentine
mandalina miskleri sürüyorsun tenime
ölüm ve zafere hazırlanmam gerek
şehirler çehreler kelimelerden geçerek
cüzzamlı bir semt gibi taşıdım seni içimde
mandalina kokulu sevgilerden kalan ne
hüznün çıplak ayak sesleri
şehrimi meçhul bir limana dönüştürdü
penceresiz evler bir sığınak sunacak mı bize
labirentinden çık gel ey yabancı
elhamranın lal renkli çıplak duvarlarındayım
avlular ve alacakaranlıklar taçlandırdı yüreğime bu sevdayı
ben sende avlulara açılan pencereler düşledim
şadırvanlardan akıp giden sularda büyüyen halkalar
kuyularda sakladım günün ilk ışıklarıyla hatıralarını
mevsim götürüyor beni palmiye ağaçlarına
mandalina bahçelerine
kalbi mühürlü odalar verme bana
uzun gece yolculuklarına çıkacağım samanyolunda
mızrağımın ucu köreldi
çiçeklerden taçlar yap başıma
mutluluk bahçeme şerh koy dudaklarından
güzel kokulu ağaçlar ülkesine götür beni
Ömriye Karataş
4 Ocak 2017
5.0
100% (6)