0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1487
Okunma

ceplerimde hiçbir kapıya uymayan anahtarlar
kağıttan gemiler yüzdürürüm
uyandığın yerde olmak için
limanların aklı başında değil
gemiler yakarım ulaştığım yere dönmemek için
bir şiir soludum sana
içinde gittikçe ulunanan ağıtlarla
bin yıllık uykulardan uyandım
seni çizdim resim defterime kuşatılmamış düşlerimi
sesini sakladım mor bir dağın eteğinde ermişler gibi
uyandım uyandım ulu yankılarında
ceplerimde hiçbir kapıya uymayan anahtarlar
sözcüklerin içinde aradım seni
kerem bir kitabın duygusunda
aşklarım oldu fırtınalı kıyılarda
ulaştım mı sana gülümsemek için
tel kafes cumbalarda yüzünü arıyorum
uzaklaştım belki de bir rüyanın parçalarından
guadillevire nehri akar kutsallığı gizlenmiş bir hayattan
nicedir kendi hızında çarpışan trenler gibiyiz
çapraşıklaştıkça çapraşıklaşan
içine çekildim revaklı avluların
seni yaşadım kendimce
kerem bir kitabın duygusunda
aşk dedim sonra
hani sözler vardır siyah bir geceye perde gibi inen
kırmızı şafakta kuşların kanatlarını çağıran
guadillevire nehrinde yıkadım temren dudaklarını
endülüste bir pervane gibi dönüyor zaman
tel kafes cumbalar ardından arıyorum sesini
seni kurtubada
tancada
konstaniyede
persopoliste
marakeşte
aradım
acem halılarında
hint şallarında
iznik mavisi çinilerde
ince belli çayların yalnızlıklarında piyer lotide
kırık gece lambalarında
ıhlamur kokan yollarda
hayal içinde yaşadım seni bir rüyanın içinde
bir asır sürdü yalnızlığım
hiç bağlanmadık birbirimize
ceplerimde hiçbir kapıya uymayan anahatarlar
seni yaşadım kendimce
kerem bir kitabın duygusunda
Ömriye KARATAŞ
30.12.1017
5.0
100% (2)