bana anlattı buruşuk nehrin hikayesini
nü çocuk,yaralamadığını nasıl sevebilirsin
nasıl senin olabilir nefesi,kölelik üstün ben’in huzur mangası
ilahi komedi buz tutmuş ereksiyon
saklanıyor suficim,karmaşık değilsen
orman yangınlarından kaçmışsındır iki’nin gölgesine
suretin sana pembe hamamböcekleri ile geri gönderilmiştir
çünkü sen ödememeşindir kırbacın boş bıraktığı insan lekesini


Kızgın buzlardan sıçramış hünerinle nü’yü kandırıyorsun
adalet ıslıkla çağrılan kurdun,ısırma portföyü
etin dalgalanması gerekiyor gökte,
diş ağrısı gibi seviyorsun sevgilini,çünkü çıkar
aklın septik sepeti, dolu diri eflatun hükümlü
kendini vurmakla tehdit ediyorsun dünyayı
bu azıcık zafer annenin ellerinden öptürür sadece
nü çocuk bunu beğenmez
aitlik,Picasso’nun 31’i reddetmesi
aitlik Ginsberg’in secdeye varmadan rukü’de inmesi
aitlik Sade’nin İsa ile sevişmesi
inme gibi geliyor tenin aklının ucuna
kendini sevdiğini sanıyorsun aşağılık köpek
çok terlemiş organ yanılgısı bu,beş para etmiyor etin integrali
etlerini geri çek
ve teslim ol mutlu acı’ya..
yolu yok başka kesilmiş damar için dikiş makinesiyle uğraşmaya
yolu yok başka! kaderin; hayvanlar arasında
hıçkıranları korkutma çabası...

korkaklığın zaman ayarlı yalnızlık bu değer
bu tek seferlik viyolensel
çilingirlerin ağızları teker teker pense ile açıldı
bilgi,kibrin karakökü bunların hepsi düşünüldü
temize çekilde benliğin apışarandan başlanarak
tamam dedi nü çocuk
kelebeğin cesedi ancak günü birlik tatildir...
sus sus dünya
sus şarkı
susssss zaman...
konuşmak şeytan işi,
şeytan karanlık maddenin batılı,sonsuz annemin gençlik kaltaklıkları
gerçek göğüs kafesini matkapla deliyorsun
doğru damarı kestikten sonra
kalp patlamadan çıkarıp
bedeni kurtarıyorsun..

bana anlattı nü çocuk seni
artık biliyorum
öksürüğünün içine gizlemişsin
babanın genzini
ölemediğin için çok sevmişsin
O mare e tu’yu...