TÜRK OLMAK

Sisli bir gecenin izlerinde yürüyoruz sanki
Meçhule giden yolda adım adım sabırla
Toprağın sini örttüğü çirkinlikleri örtercesine
İçimizin derinliklerinde yana yana pişerek
Kalbimizi köreltmeden gözlerimizi kör ederek
Biliyoruz öğrendik artık yolumuzda yürümek var
Yürürken de çocukluğu anılarda bırakmadan...

Haykırmaktansa haksızlıkları, susuyoruz
Susmayı, suskunluğu öğrettiler yüreklere
Vicdanlarını tozlu raflara kaldırıp unutan
Yürek taciri kara vicdanlı yobaz kullar
Dört duvarı mesken tutturmayı and içercesine
Özgürlüğü köleliğe tercih ettirdiler bir bir
Yoksulluk çemberini boyunlara geçirerek

Küçücük yüreklere kin nefret tohumları ekildi
Bilinçleri teknoloji adı altında yıkanıp şuursuzlaştırıldı
Savaşı, dövüşü, esir almayı öğrettiler oyunlarla
Düşünen, sorgulayan, üreten, nesil gelmezdi işlerine
Ayaklarını, kendi elleriyle zincirlerle bağlamak,
Ecellerine davetiye çıkarmak, susamaktı...
Güçleri dünyadan bi habersiz yüreklere yeten acizler..

Biliyor musunuz yürek yoksunu yüreksiz zavallılar..?
Oyunlarınıza, hesap yaparken unuttuğunuz bir şey var
Her Türk doğuştan Mehmetçik olarak doğar, büyür, ölür
Damarlarında atalarının şerefli, onurlu, kanları dolaşır..
Güçlerini Vatan, Bayrak Aşkından alır, uğruna can verir
Oyunlarınız Türk Evlatlarına sökmez, bozguna uğrar..
Umulmadık, ummadığınız anda karşınıza dikilir...
Oynadığınız oyunların içinde eceliniz, sonunuz olurlar...

27/12/2017 Ankara P.ÇETİN