1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2444
Okunma

umuda dayalı ne varsa baharda
hüzün sokağı şafağında
aslı astarı yok iken
hislerin gezindiği yaranın sızısında
ölü kuşlara merhaba derken bulursam bir gün kendimi
hayatı takas eder miyim kuşlarla benliğimi
meçhule sürüklenmenin nazarında
bir trenin cam kenarında hatırlasam gülümsemeni
ömrümü değiştirir miyim gülüşlerinin baharında
tren belli, yol belli, aşkın sürüklediği uçurum belli
edinmek zor değil de kuşlara yarenlik
aşkın dokuduğu kilim belli
hüzünlerin alevlendiği seranat da bulsam bir gün izini
aşka ilmek ilmek dokurken seni
benliğimle çizer miyim sevginin rengini
çok oldu aşka uçurum diyeli
çok oldu bu uçurumdan düşeli
umuda maviyi çizeli çok oldu keşkeleri şah damarımdan keseli
şimdi tüm viranelerimi sulh eyledim
şehirlerimi dizgin
hayallerimi kurşunlarken bulduysamda kendimi
yarınlarımı sana kilitledim
tüm çığlıklarımı mahsullesede dünün tüm sancıları
aşka dair umudumu alıp sana geldim
bir martının göz bebeğine çizdim resmini
simit uzatmadan ellerimle
martının sadakatinde buluyum diye duruşunu
nitekim martı bile kıskandı
kalbinin aşka bakışını
dile geldi sanki martı
bu ne güzel aşk dercesine baktı
resmini çizdiğim gözlerinde ararken
gözlerimde buldu seni
öyle bir baktı ki bana
o sana yar sen bana yara dercesine
anladı gözlerine bakarken çizdiğim seni izlediğimi
bir kere hayat buluyum dediğinde martı
bana da hayatı verenden iste dicektim
utandım
çoktan ölüydü kuş kendimi onun yerinde görmek istediğimde farkettim
ve farkettim ki gözlerimde gördüğüm seni kaybetmemeliyim
gözlerine bakıp seni seviyorum demeden ölmemeliyim
5.0
100% (1)