NE GÜZELDİ HİLÂL KAŞIN GÖZLERİN


Ne güzeldi hilâl kaşın gözlerin
Yıllar geçti bitmez hâlâ özlemim
Yerini başkası tutmaz ki senin
Külüne gömülü yanar köz benim


Asmalarda üzüm üzüm mor salkım
Elâ gözlerinde kaldı tüm aklım
Tomurcuk gül pembe kâlbimde saklım
Aşk ile dilimde kanar söz benim


Ay gibi doğardı geceye yüzün
Çökerdi gönlüme bir bince hüzün
Aşk dolusu bade bir içim gözün
Aşkımın sırrını gel sen çöz benim!


Şaban Aktaş
16.11.2017 - 18.40



KÜL MAVİSİ


Açınız, açınız
Gönül kapılarınızı
Sevgiye açınız!
Değişsin dünyanız
Bakış açınız!


Hasta doktor bekler
Doktor hasta,
Sevilip sevince
Ne dert kalır ne acı
Sevgi her derdin ilacı!
-II-
Araladım perdeyi
Mavilikler
Mavide saklı yüzün
Dile geldi sessizlik
Uzun uzun
Boşluğunda evrenin
Tandır kuyusu
Kül mavisi gözlerin
Kuyularda düş ile
Bir güzellik uykusu...


-III-


Aramızda yalnızca
Bir cam perde
Araladım pencereyi
Devreye girdi yel
Kül mavisi gözlerin
Çık maviler içinden
Sessizce haydi gel!
Pisi pisi, Kül Kedisi
Seveyim seni bir güzel
Tutup ellerinden
Bal mumu heykel gibi
Dolanıp beline
Okşayıp tel tel
Saçlarını, enseni!..

..
Saç böreği misin
Nesin sen nesin
Esin esin sevgi
Acıkınca kâlbim
Sevgi yesin, sevgi içsin
Ne kadar yesem içsem
Bitiremem seni!..


-IV-


Düşten geçtin bu sabah
Adın Sevgi’ydi senin
Seni böyle sevdiğimden
Hiç mi hiç
Haberi yok kimsenin,
Hâttâ senin bile
Güzel olan güzel
Takılır yele, kâlbe girer
Kendiliğinden gelir dile...;

Şaban Aktaş
16.11.2017 - 11.20




DAĞINIK DÜŞLER


baldızım geldi dün
ablasını ziyaret,
ne zaman gelse
yardım eder ev işine
dört elden gayret
silinir süprülür
düzene girer ortalık!


darmadağındı
karalanmış kâğıtlar
sözlük, dergi
dosyalar vesaire
kitapları da toplamışlar
içten içten
bi kızdım, bi kızdım
fakat belli etmedim,
yığmışlar üst üste
hepsini bir yere!
dedim ’’bırakın,
toplamayın kitaplarımı
dağınık kalsın kitaplarım
yoksa kafam karışır
bir karıştı mı
düzeltmek başa dert
dağıtmadan kendimi
düşlerimi nasıl toplarım?!


kafam çünkü dağınık
orda burda düşler
dağıtmadan şiir m’olur
şair şiirsiz n’işler ?!


ah baldız ne bilsin
o da içten içten belki
’’bu adam şiirle,
kitapla kafayı yemiş
daha da yer
keçileri kaçırmış!’’ der!


Şaban Aktaş
15.11.2017



KAVRUK HÜZÜN


Köşekapmaca değil bizimkisi
Seksek desek
Çoktan geçti oyun çağımız
Fakat aşk nefes almak demektir
Tazelik, zindelik
Her gün yeniden doğmak
Güneşe bak; gün/delik
Birbirimizsiz yapamayız
Gelmese de geri çocukluğumuz
Aşk bizim oyuncağımız...


Yüzünde buruk bir hüzün
Kavruk bir lokma tatlısı
Oyuncağı elinden alınmış
Çocuk hüznüyle bırakamam seni
Bırakmanı da istemem
Dudağım büzülür
Eğilir, bükülür, tıkanırım
Hıçkırıklara boğar beni sensizlik
Sevgin ile ışığında arınır
Gözlerinde yıkanırım Semiramis...


Şaban Aktaş
15.11.2017