(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sevr antlaşması Osmanlı hük. tarafından 22 Temmuz 1920 'de imzalandığını hepimiz biliyoruz.Tam 168 maddelik bu antlaşmanın imzalanmasıyla Osmanlı devleti tamamiyle yıkılıp İstanbul'da bir hük.kurulacak ;ancak İtilaf devletlerinin gölgesi altında kukla görevi görerek Türk Devletinin milletinin miilli haysiyetini şerefini varlığını ve bağımsızlığını topyekün yok sayacak manda ve himaye altındaki bir yönetimin uşaklığını yapacak ,ve Türk Milletini yasama hakkından yoksun bırakılmasında piyon görevi görecekti.Güney sınırı Mardin, Urfa, Gaziantep, Amanos dağları ve Osmaniye'nin kuzeyinden geçecek ve bu sınırın güneyini Fransa'ya bırakılacaktı.Doğu Beyazıt, Van, Muş, Bitlis ve Erzincan'ı içine alan Doğu illerimizde bir Ermenistan, Irak ve Suriye arasında bir Kürdistan kurulacaktı. Bunun dışında, Türkiye'ye bırakılan topraklar nüfus azınlıklarına ayrılacak; İtalyanlar Antalya ve Konya, Fransızlar Adana, Sivas ve Malatya bölgesi üzerinde, İngilizler de Irak'ın kuzey kısmında nüfus bölgeleri tesis edeceklerdi. Bunun üzerine Mustafa Kemal Atatürk Erzurum , ve Sivas kongrelerni düzenleyerek ;Misakı Milli sınırlanırının çizilmesi ve Türk devletinin Milli bağımsızlığı egemenliğini tüm dünyaya duyurarak büyük Kurtuluş Mücadelesini tam olarak başlatmıştır.''Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür parçalanamaz''!Bunun üzerine Paşalarını beylerini toplayarak İsmet İnönü'yü Paris'e göndererek ant.fest etmiştir.Ve Saltanat Şurasını Halifelik makamını yetkilerini kısıtlayarak ilerleyen dönemlerde de hailfeliği zaten kaldırmıştır.Kendi çıkarları doğrultusunda vatanı emperyalist alçaklara peş keş çekenlerle verilen büyük mücadele de milli birlik ve beraberliğin uyandırılmasının da ilk temelleri de Havza genelgesinde atılmıştır.Amerikan dev.Lozan Konferansında Amerikan delegelerinin, “Ermeni yurdu projesi” getirdikleri ve kongrede sonuna dek bu projeyi savundukları, Lozan görüşmelerinin tutanaklarında yazılıdır. Amerika'nın ünlü Devlet Başkanı Wilson'un “Ermeni devleti” önerileri de aynı yakın tarihin arşivindedir. Amerikan hükümetinin Lozan Antlaşması'nı onaylamamasının nedenlerinden biri, Ermeni devleti kurma projesinin başarısızlığa uğramış olmasıydı.Böylelikle emellerine ulaşamayacak olan Amerika her daim olduğu gibi yine başrollerde olarak her yere çomağını sokmakla bura da da esas yüzünü göstermekteydi.Evet Sevr. ant .maddelerini elbette ki sıralamayacağım çünkü herkes az çok biliyordur.Sevr ant. evet demek Türkiye 'de Rum ve Ermeni devletlerinin kurulamsına izin vermek Kürdistan'ın kurulmasına öncülük etmek demekti.Böylelikle ta ozamanlardan İngilizlerin yaptığı gizli ant.üzerine 1948'de kurulacak olan İsrail dev.Filistin topraklarını gaspederek kendi sömürgelerini elde edecek ve Akdeniz üzerinden amaçlarına ulaşarak Orta doğu petrollerine giden sömürgede kendine dşen payı alacak.Yine Fransa İngiltere aynı amaçlarla denizlerden sömürgeye giden amaçlarına erişecek.Fransa Güneyde kendi ermeni devletini kuracak.Ayrıca Kırım'ı ele geçirecek.Rusya yine Boğazlardan dilediğince yararlanacak.İstanbul'da bir hükümet kurulacak( kukla hükümet) burnunun ucunu kaşımak için yine emperyalist sömürgeci devletlerden izin alacak!Alacak da alacak! Alçaklar devleti işte böyle kendi çıkarları için peşkeş çekeceklerdi.Yeter ki onlara dokunmayan yılan bin yaşasın ,anlayışıyla!Mustafa Kemal iyi ki vardı ,O Türk Milletine Allah'ın bir lütfuydu.Bu toprakların kutsal şehadet ahkkı için ; Hakkı Milletin yanında olamaya çağırıyordu ki ,Yüce Yaradan her daim bu Milletin aynında olmuştur!İnançla iman gücüyle kazanılan ikiyüzellibin _Üçyüzbinlik Çanakkele Zaferiyle milyonlarca düşmana galip gelebilmenin sırrı da bu şekilde anlaşılmaktaydı.Lozan ant .imzalanmasına öncülük ederek ülkeyi yokolmaktan Milletin onurunun namusunun çiğnenmesinden kurtaran Mustafa Kemal 'e Paşalarına Askerlerine minnet borcunu Millet olarak ödeyebilmenin tek yolu ülkeyi bu gün tehtit eden unsurlara karşı ;Milli Birlik ve Beraberlik şuuruyla mücadele vermekten geçmektedir. Bu gün Cumhuriyet düşmanları 2023 'te Lozan ant geçerliliğini yitirecek yok şöyle olacak böyle gidecek safsatalarıyla cahil Milletin aklını bulandırmakla meşguliyet içerisindeler ki !Amerikan casusu sözde tarihçi bir vatan haini bugün medyada sıkça yer alarak Lozan ant 2023'te süresinin dolduğu ve ant. içinde bazı gizli maddelerin olduğunu ortaya atmaktadır.Yine bu şekliyle ülkeyi bir kaosa sürükleyen bu vatan haini ve bu haini destekleyenler dün olduğu gibi bugünde sahnede yerlerini alarak Türkiye Cumhuriyetin varlığına birliğine bağımsızlığına tehtit unsuru oluşturmaktadırlar.Elbetteki bunların tümü aldatmacadan ibarettir.Ve tamamiyle uyduruk olmakla birlikte gündem yaratmak için ortaya atılan bir takım oyunlardan ibarettirler.Kurtuluş Savaşı'nda kazanılan zafer sonrası Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre'nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Leman gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace'ta imzalanmıştır.TBMM Hükumeti Lozan Konferansı'na Misak-ı Milliyi gerçekleştirmeyi, Türkiye'de bir Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi, kapitülasyonları kaldırmayı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları (Batı Trakya, Ege adaları, nüfus değişimi, savaş tazminatı) çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları (ekonomik, siyasal, hukuksal) çözmeyi amaçlamış Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar hakkında anlaşma sağlanamazsa görüşmeleri kesme kararı almıştır.Bu şartlarla Lozanda görevlendirilen İsmet paşa şartlar sağlanılamadığı takdirde geriye gelecekti. Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması'nda çizilen sınırlar kabul edilmiştir. Irak Sınırı: Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, bu konuda İngiltere ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı. Türk-Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması'nda belirlenen şekliyle kabul edildi. Meriç Nehri'nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosnaköy, Yunanistan'ın Batı Anadolu'da yaptığı tahribata karşılık savaş tazminatı olarak Türkiye'ye verildi. Adalar: Gökçeada ile Bozcaada özerk bir yönetime tabi tutulmak şartıyla (Türkiye antlaşmanın bu maddesini uygulamadı) Türkiye'de, diğer Ege Adaları İtalya'ya kaldı. İtalya'nın Türk sınırına yakın adaları silahsızlandırması kararlaştırıldı. Sevr Antlaşmasıyla Oniki Ada İtalya'ya diğer adalar Yunanistan'a bırakılmıştı. Oniki Ada ve Rodos 1945 yılında müttefiklerin eline geçti ve Nisan 1947'de resmen Yunanistan'a teslim edildi. Türkiye-İran Sınırı: Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması'na göre belirlenmiştir. Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı. Azınlıklar: Lozan Barış Antlaşması'nda azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi. Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır: “Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır.Batı Trakya'daki Türklerle, İstanbul'daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar ile Yunanistan'daki Türkler'in mübadele edilmeleri kararlaştırıldı. Savaş tazminatları: İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtiler. Sadece Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç bölgesini verdi. Osmanlı'nın borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Türkiye'ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak ödenmesine karar verildi. Düyun-u Umumiye idare heyetinde bulunan yenik Alman İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu devletlerinin temsilcileri idare kurulundan çıkartılmış ve kurumun faaliyeti devam ettirilerek antlaşmayla birlikte yeni görevler verilmiştir. Boğazlar: Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti'nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir. Yabancı okullar: Eğitimlerine Türkiye'nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı. Patrikhaneler: Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin siyasi yetkilerinden arındırılarak İstanbul'da kalmasına izin verildi. evet tüm dünyanın Görüldüğü üzere Misakı Milli 'yi yeni Kurulan Türk dev.tanımsı üzerine bugün aynı gericiler yine aynı soysuzlar sadece Amerika'ya hizmet ettiklerini açık bir şekilde göstermektedirler ki, Eğer idam kararı alınırsa Mecliste ilk kellesi gidecek olanlar yine bu soysuzlardır.Akabinde Lozan’ın 100 yıllık bir anlaşma olduğunu, antlaşmanın gizli maddelerinin ve protokollerinin olduğunu, bu maddelerle maden ve petrol çıkarma hakkının elimizden alınacağını savunanlar adeta gerçekleri saptırarak insanları kandırmaya çalışmaktadırlar. Türkiye’nin kuruluş senedi tapusu olan bir antlaşmanın böyle ucuz iddialarla yıpratılmaya çalışılmasının arkasında ki hakikat sizce kime nasıl rant sağlayacak?Bu soysuzlar sizce kime neye hizmet etmektedirler? Sahi bu Millet bu millet anlamaktan aciz midir!Lozan'la zaten tüm dünya Türk dev. varlığını kabul etmiştir. Sözde tarihçi adı altındaki it dölünü döllerini bugün konuşturanlar bilsinler ki onlara her zaman verecek cevabımız Milletçe hazırdadır!Lozan yüzyıllıktı da Bu güne kadar hiç kimse bunu ortaya çıkaramadı da sizin zekanız mı bulup çıkarttı!Kargalar bile güler size!Bu milletin sözcülüğünü yapacak onca aydın varken size kim kemik attı da havlı yorsunuz?''Köpek afkurmakla kocarmış''! Derler bizim buralarda.Meğer atalarımız bu sözleri boşuna zikretmemişler ki ,konunun muhatapları bunu bizlerden çok daha iyi bilirler!Akabinde ,Saltanat yanlıları ülkeyi parsel parsel satan Saltanat Şurasının (Saltanat)neden 1 Kasım 1922'de kaldırıldığını sanıyorum ki anlayacaklar!Dedim ya sanı!Çünkü deveye hendek anlatırsın lakin cahile laf anlatmazsın!Adı üstünde kör cahil!Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti!Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk!Evet sevr'in Piçleri ....Daha neler sayılır da onlara Ünal babam en güzel tokatı yüzlerine çarpıyor kelamıyla bilgeliğiyle..Varolsun kudretli kaleminiz babacığım...
Filiz Çolak tarafından 11/2/2017 11:40:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
Filiz Çolak tarafından 11/2/2017 11:57:12 PM zamanında düzenlenmiştir.
Filiz Çolak tarafından 11/3/2017 1:18:40 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yapacağı işle ilgili hiç bir eğitim görmeden, devletin en tepesine çıkmanın normal görüldüğü ülkemizde, geniş bir analizle bilgi sunan bu eğitici yorumunuz için gönülden teşekkürler Filiz hanım kızım... saygım ve sevgimle, Ü.B
Yapacağı işle ilgili hiç bir eğitim görmeden, devletin en tepesine çıkmanın normal görüldüğü ülkemizde, geniş bir analizle bilgi sunan bu eğitici yorumunuz için gönülden teşekkürler Filiz hanım kızım... saygım ve sevgimle, Ü.B
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.