Uzun uzun sohbet ettikten sonra,
Vakti geldi ayrılığın.
O kadar güzeldi ki her şey,
Hiç gitmek istemiyordum.
O bankta oturup,
Yıllarca seni izlemeye razıydım.
Aynı serviste hiç konuşmadan bekledik bir süre.
Aynı cama dayamıştık başımızı.
“Aşk her şeye değer” şarkısı çalıyordu radyoda.
Aşk gerçekten her şeye değer.
Seviyorum, yaşıyorum sende aşkı.
Bekliyorum seni,
Sabır nedir biliyorum,
Doğru durakta beklediğimi biliyorum.

Eski bir şarkı şimdi.
O yolculukta başlamıştı yağmur.
Bahar ayıydı,
Üşüyordun fark ediyordum.
Seni o anda tüm hayatımla,
Sarmak istiyordum.
Yorgunluğumu fark edip beni düşünmen,
Tüm yorgunluğumu atmıştı,
Bi anda üzerimden.

Hiç konuşmuyorduk.
Sessiz bir yolculuktu bizimkisi,
Yağmur altında.
O yolun hiç bitmemesini istemiştim.
Buharlaşan cama adını yazmak,
Yağmurda dolaşmak,
Sırıl sıklam olmak,
Sonra gözlerini içine bakıp,
Sana sırılsıklam aşığım,
Demek istiyordum o gün…

Sessiz bir aşk hikayesi bizimkisi.
Ne duyan var ne bilen.
Kulağımda senden kalan bir ezgi sohbetin.
Elimde o gün verdiğin anahtarlığa dalıyorum
Şimdi sessiz ve sensiz.

Gülümsüyordun düşlerimde bana.
Sırf seni rüyamda görebilmek için
Dalıyorum uykuya.
Yolculuk bitmeye yakınken,
Yağmur bardaktan boşalırcasına
Yağmaya devam ediyordu.
Çıktım yağmurun altına,
Seni düşleyerek yine.
Sevgin artıyordu,
Yere düşen her yağmur damlasında.
Sırıl sıklam oldum o gün,
Senin sevginle.
Açtım ellerimi,
Dönmeye başladım semazen gibi.
Sokağın ortasında.
Görenler deli sandılar beni.
Bilmiyorlardı ki aşkın ne kadar güzel olduğunu.
Bilmiyorlardı ki
Yağmur senin sevgini taşıyor yüreğime…

Soğuk bir mayıs günü.
Yoksun şimdi yanımda yine.
Dalıyorum uzaktan pencerene.
Kokun sinmiş üzerime,
Sarhoş edercesine.
Alıp götürüyor beni düşler sokağına.

Gözlerin, ve gözlerin o kadar güzeldi ki.
Bakmaktan alıkoyamıyordum gözlerimi.
Gözlerim, gözlerinde yine...
Gözlerim, gözlerinde yine…