4
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1307
Okunma

Gözüm
ve
Gözyaşım öylece aktığı yerde duruyordu
kuşkusuz kuşlar göçebe idi
tıpkı ağrılar gibi.
Sızlayınca acının geçmesi için
Kendi halinde
Kendi dilinde
Kendi Tanrısına yalvaranlar vardı
buna yığın dendi
birileri yığarken
birileri hep aç kaldı
buna adaletsizlik dendi ve susuldu.
Hani herkesin bildiği ve değiştirmek için kılını kıpırdatmadığı
şeylerden yalnızca biriydi.
Kokuşmuş kentlerin kalbur üstü meyhanelerinde
akşam
üstüme üstüme geliyordu...
İnce ince sevmeli seni dedi
biri
birine
Dün gibiydi
İnce ince öldürmeli seni dedi
biri
birine
Barut kokulu yataklar üst üste yığıldı
hışımla kesildi
göbek bağı inceldiği yerden.
Ellerin
neye yarar ki şimdi
uzayıp giden yolda birbirine çarpa çarpa
sallamaktan başka...
Cinnet gibi güzelsin yavrum
yol boyunca
Ekmek kırıntıları
Ve
Süt...
Yeter di elbette ellerinde ellerime.
Ve kuşları göğün
Hayat kısa kuşlar uçuyor mısrasında ki
kadar güzel olabilirdi.
bunlar güzel ilhamlar
dün gibi hatırlatıyor ağzımda ağzını.
Biçimsizdir döl yatağında çocuk
hadi sorsana
aç yatana
hayat gerçekten ne kadar kısa...
5.0
100% (9)