[ italik


Ben babamın kızıyım
tüccar zihniyetli

dert alır neşe satarım
neşe kaça mal olur diyenlere
bir tebessüm yeter derim
yanında bir simitle akşam beş çayı ısmarlarım

iyi niyetliyim
bir bardak çayın lafı mı olur
yeter ki gülümseyin

dünyaya öyle kızgın bakmayın
takmayın kafanıza ama
emeklemeden yürümek olmaz
bence siz önce hele bir emekleyin
ben babamın kızıyım

cömertmiş benim babam
nazikmiş
annem anlatırdı
onu hiç üzmemiş

genç yaşta ölüp gittiğinde
öyle çok vurmuş ki dizlerine annem
dizleri morarmış

annem çocuklarıyla bir yere gitmesin
döndüğünde
kuzine yanmış çay demlenmiş semaverde

bir de köpekleri varmış
annem onu yıkar
havlulara sararmış

burda otur kalkma diyince
kımıldamazmış

annem babamın resmini komidinde saklardı
görüp üzülmeyelim diye gizli gizli ağlardı

ben babamın kızıyım da ya annem
kimbilir ne soylu biriydi ki dedem

annem de kadir kıymet bilen
tebessümünü kimseden esirgemeyen
çileli bir kadındı

vefalı bir kadındı
bir daha hiç kimseyi görmedi gözü

babam beni çok severmiş
fötr şapkası vardı
uzun boyu ile dal gibiydi

şefkati
şekerlemeleri
bozuk paraları
her zaman vardı
minik kızı için saklardı

kabrinin başında
ben de ellerimi açıp dua ettiğimde
bilirdim duyardı

ben babamın kızıyım
tüccar zihniyetliyim

elem alır neşe satarım
sakın çok düşünmeyin karşılığı ne olur diye
yeter bir tebessüm içten ve samimi

asıl ben size çıtır bir simitle çay ısmarlarım
varsa sizin de bir fincan çayınız veya kahveniz
karşılığında size

Leyla ile Mecnun’dan
ferhat ile Şirinden
Romeo ve Julyet’ten

masallar anlatırım

24/Nisan/2012/Salı/Ankara

Yüksel Nimet Apel