4
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1105
Okunma
Küçükken büyük konuşur insanlar
Hamaseti sever, değişime karşı dururlar
Bir zamanlar ben de aynen öyleydim
Sapasağlam bir ceviz kütüğüne çakılmış
On sekizlik bir çiviyim ben derdim
Ama bir gün değişeceksin çocuğum
Bak unutma bunu kesin değişeceksin
Şayet değişmezsen yenileceksin
Önce en yakınına benliğinin dağlarına
Daha sonra zamana ve başkalarına
Allah ömür verirse göreceksin…
Mağlup olacaksın diyorum yani
Ya da birileri tarafından ham yapılacaksın
Tıpkı zamanın bir çiviyi küflere sarıp
Pırasalı bir bazlama gibi sessizce yemesi
Veya yağan yağmurun, dört mevsimin
Bir kütüğü çürütüp bitirmesi misali
Öyle değişecek ve tersine dönecek ki
İşler ve görüşler bazen hayret edeceksin
Gün gelecek üzüldüklerine sevinecek
Gün gelecek ağladıklarına güleceksin
Mesela o gözlerini fal taşı gibi açacak
Tekrar arayıp bulmak isteyeceksin
Bunlar bana yaramaz deyip attıklarını
Veya şimdi benim için mis diyeceksin
Kırk yıl önce pis diyerek kınadıklarını
Gün gelecek birini göklere yükseltecek
Koskocaman bir dağ gibi büyüteceksin
Sonra devran dönecek fikrin değişecek
Onu hızla küçülen dünyanın içerisinde
Uçan bir sinek kadar basit göreceksin
Gün olacak gurbetlere yelken açacak
Gönlünün çok uzağında kalanlar bile
Yavaş yavaş semtine doğru yaklaşacak
Boyun posun, saçın başın, arkadaşın
Dahası, her şeyin değişecek yavrum
Hatta hayat sana sürprizler de yapacak
Asla yıldızım barışmaz dediğin bir Rum
Belki de en yakın kapı komşun olacak
…
Ne söylesem boş çocuğum, en iyisi mi
Bitirelim bu konuyu biz istersen şimdi
Çünkü bir haksızlık var ortada besbelli
Zira ben değiştim ama sen hâlâ aynısın
Bu nedenle beni ve demek istediğimi
Benim yaşıma gelmeden anlayamazsın
Mesut ÖZÜNLÜ
5.0
100% (2)