Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Mesut Özünlü
Mesut Özünlü

ESKİ MAHALLENİN ÇOCUKLARI* *

Yorum

ESKİ MAHALLENİN ÇOCUKLARI* *

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1841

Okunma

ESKİ MAHALLENİN ÇOCUKLARI* *

Eskiden bizim mahallenin delikanlıları
Bir başka çocuklardı dostum
Bir başka çocuklardı...
Önce akıllarını başlarına satarlar, ardından
Bir çay sohbetinde coştukça coşarlar
Dokuz devlet yıkar, on devlet kurarlardı...

Delikanlıydı onlar
Bizim buğulu mahallenin delikanlılarıydı...
Bakmayın
Kanlarıyla delinin beraber olduğuna
Yerin iyileri bir yana
Göğün melekleri dahi onların hayranlarıydı

Onlar ki
Ya mücahittiler... Ya mücahit olacaklardı...
Bundan böyle
Gözleri uykusuz, özleri korkusuz çocuklardı
Fakat tamaha tekme atan bir hoca,
Ne zaman cehennemden bahsetse
Her birinin korkudan dudakları uçuklardı...

Eskiden bizim mahallenin delikanlıları var ya
Bir başka çocuklardı dostum bir başka! Güya
Her şeyden önce insana İslamca bakarlardı...
Buram buram mana kokan gecelerde
Önce teheccüde kalkarlar… Ardından da
Uyuyan kardeşlerinin çoraplarını yıkarlardı...

Eskiden bizim mahallenin delikanlıları
Farklıydı dostum farklıydı... Kiminin sevinci
Bir lokum… Kiminin midesi kupkuru bir
Ekmeğe mahkûmdu… Ama dipdiri vicdanları
Sanki sesi aşan bir hızla onları
Dünyanın öbür ucuna taşırdı... Bundan böyle
Tok gözleriyle, zengin gönüllerinin içinde
Sadece Etiyopya’nın aç çocukları dolaşırdı...

Hâsılı, eskiden bizim mahallenin delikanlıları
Arıydı, duruydu, saftı... Güya her biri
Altındı, gümüştü... Ama dün şöyle bir baktım:
O mücahitlerin neredeyse tümü
Cepleri kirli birer “mütayit”e dönmüştü
Dahası o delikanlılar gün geçtikçe küçülmüş
Sadece, burunları büyümüştü...

Mesut ÖZÜNLÜ

* Bu şiir; 1970’li yıllarda başlayan, 80’li yıllarda artan, 90’larda da ABD’nin yeşil kuşak projesiyle hızla yukarılara tırmanan; akıldan çok duygunun, kişilikten çok aidiyetin, etkenlikten çok edilgenliğin hâkim olduğu İslamcı gençliğin yalancı baharını ve bu baharın bıraktığı hayal kırıklıklarını betimlemektedir. Tarihî seyri elli yıla yaklaşan bu gençlik; güya Allah rızasını amaç edinmiş, samimi görünümlü çok sayıda dinî cemaatten oluşmaktaydı. Ne var ki bu cemaatler, aynı zamanda akla ziyan bir saflığa ve aymazlığa sahiptiler. Dolayısıyla aklı rafa kaldıran, iradeyi iğdiş eden büyük bir yanılgının içerisinde idiler. Bundan böyle her şeye teslimiyetçi, ön yargılı ve ideolojik bakıyorlardı. Sonuç olarak bu cemaatlere mensup gençler; siyasetin dinleştirildiğinin, bir nevi İslam’ın cemaatsel veya siyasal çıkarların onay kılıfı hâline getirildiğinin; en kötüsü, dinin; kökü dışarıda, gizli ajandalı bazı sözde liderler tarafından istismar edildiğinin hiç mi hiç farkında değillerdi. Dahası bu sözde dinî yapılar; reellik ve sorgulamadan uzak, kıt tefekkürlü, edilgen, cemaat taassubuyla yanıp tutuşan bir bakış açısına sahiptiler. Başka bir deyişle; tıpkı beyinleri ve ruhları gibi, gözleri de açtı bu cemaatçi gençlerin. Ve bu beyin, ruh ve göz açlığı da onları, deyim yerinde ise tıpkı yıllarca sıkı diyet yapan birinin, birdenbire kendisini tutamayıp bir gün eline geçirdiği her şeyi “Benim!” diyerek yiyip bitirmeye kalkışması gibi bir bencilliğe, dahası kınadıklarını yapar hâle gelen bir yenilgiye; en kötüsü dinden ve doğallıktan uzak, kinci, kibirli, nobran, narsist, kumpasçı bir yozlaşmaya savuracaktı. İşte FETÖ sorunu ve cemaatçilik taassubu ile son on yılda ortaya çıkan dinî ve siyasi özsorgu arayışları böylesi kırılgan bir sürecin dışa vurumuydu aslında. Zira Müslüman toplumların sorunlarının; dinin siyasallaşması, dine rağmen dincilik veya cemaatçilik taassubuyla çözülemeyeceği, dolayısıyla bunun çok boyutlu bir uygarlık problemi olduğu açıkça ortadadır. Nitekim bugün dahi ayakları yere basmayan, bilgiden çok hisle beslenen, teslimiyetçi, doğallıktan uzak, kişiliği sorunlu, ezoterik, gizemli, beklentili, ezik ve mehdiyetçi bu düşünce sarmalının; küresel çetelere ve yeryüzü emperyalistlerine uşaklıktan, gerilikten, edilgenlikten, din sömürüsünden; kısacası uyutma ve uyuşturmaktan başka bu coğrafyaya vereceği hiçbir şey yoktur. Bu kısır döngüden bizi; önce hukuk devleti diyen, geçmişten daha çok şimdiye ve geleceğe yönelen, İslam’a gereğinden daha fazla anlamlar yüklemeyen, dini din gibi gören; maddenin manadan, dünyanın ahiretten çok daha öncelikli olduğu gerçeğini fark eden; dini siyasileştirmeyen veya siyaseti dinleştirmeyen, sadece bilinçli ve bireysel bir dinî anlayışı ya da yaşamı önceleyen (tabii özgür iradesiyle), kesinlikle kimsenin dinine veya dinsizliğine ön yargıyla bakmayan, insanları ötekileştirmeyen; çok yönlü, özgür ruhlu, araştıran, sorgulayan, baskıdan uzak, kula kulluğun kişileri kişiliksizleştiren en büyük kuklacılık oyunu olduğunu her daim aklında tutan; önce kendine bakan, kendi işiyle uğraşan; teknokrat ruhlu, çalışan, didinen, vatanını ve milletini seven, ülkesine bütüncül bir hisle sahip çıkan, insana insan olduğu için değer veren, abartılı değil ayrıntılı bakan; yazan, okuyan, düşünen, üreten, eleştiren; üzerine düşen görevleri en iyi şekilde yerine getiren bilgemeşrep beyinler kurtaracaktır.

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Eski mahallenin çocukları* * Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Eski mahallenin çocukları* * şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ESKİ MAHALLENİN ÇOCUKLARI* * şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL