1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
788
Okunma

Sizin bütün yollarınız yüreğinden geçerdi onun
Her üzüldüğünüz de acırdı sol yanında oluşan izler
İşte son adımlarınız, son tekmeyi vurdu incindi yüreği
Bir veda saldı sol yanından, olsun dedi kendine acınarak
Uzak diyarlardaki mezarına yürüdü, elini sallayarak
Yazık oldu, yazık ettiniz? Anlamadınız, anlayamadınız
Yüreği kanarken tebessümler salardı etrafına
Olmadı, beceremedi, bir türlü evcilleştiremedi sevdalarını
Gecikmiş bir akşam vakti, sükutun nabzını dinleyerek
Elleri düştü, kolları düştü, dermanı düştü, düştü yollara göz yaşını silerek
Dokundu anacığının göz yaşları yüreğine, kilim gibi dokundu
Sabır diledi büzülmüş dudağından, mırıldanarak dualar okundu
Çatladı taş gibi yüreği, bölündü ikiye, tam orta yerinden
Yarısını bıraktı, yarısını aldı, yürüdü, yolcu yolunda gerek
Yola düştü, gecikmiş bir akşam vakti, sükutun nabzını dinleyerek…
Düştü yollara, dilinde kahır, yüreğinde kahır, yürüdü ağır, ağır
Belki de dönüşü olmayan bir yol dedi, söylendi hep kahır, hep kahır
Geri sayımdadır yıllar, sona gelir ağır, ağır
Yürüdü, gitti, size en iyi dileklerini dileyerek
Yola düştü, gecikmiş bir akşam vakti, sükutun nabzını dinleyerek...
Ekrem SAYGI
07.08.2017 Ankara