Lahzasında saklı sırların,
Mealinde kuru sıkı bir tebessüm
Şafağa saniyeler kala
İçimin bombardımanı:
Yine bir iklim daha düştü gözlerimden,
Boyutlarımı kardım ikilem yüklü tezahüründe
Gönül rotamın:
Bir Allah, dediğim
Bir de sevginin rahmetini nakşettiğim
Her ölümlü güncemde
Seyrine doyamadığım aşk tadında
İzahı olmayan bir beyan adeta,
Gönlün suresinde bandıkça hüzne,
Yüreğin yongasında daldıkça çok enginlere.

En sığ şarkılarda biriken hezeyan,
An sağır akşamı belki de ömrümüm:
Ötekilerden aşırdığım
Yandaşlarında sevdanın bir bir armağan ettiğim
O yırtık cübbem;
Hem de aşkın en tatlı tınısında saklı mevzu
Kardan eriyen düşlerim,
Mecazi sevgilerimin dokunaklı tınısı
Yine yüreğe zulmeden bir beyandan sızan irin kadar da
Saflığımın benliğime zulmü.

Gönül rotamda yok ki tek tevafuk:
Olmazın oluru her şarkı hem de en münafık sancı
Yüreğin yoldaşı,
Bir iklimden seğirttiğim meram,
Bir de yüreği tütsüleyen o asalet
Yine ikramı evrenin,
Zaafı belki de diyemediklerimden aldığım cesaret tadında
Göğe ulaştığım son basamak
Yine dilimden düşmezken adı Rabbimin
Tüm isimlerine meylederim ömrün her vakti.

Dilerim en hüzünlü şarkıyı
Banarım da ömrü bilmediğim ne ise
Gönül ister de ister,
Hayırlısı ne ise başım gözüm üstüne
Tüm teamül bir varlığın hiçliği
Tek kırıntısını dahi zayi etmem nefsin
Demlendikçe hayatın bulanık sularında
Nefes aldığım he dakikanın hatırına
Yine mecalim kalmasa da
Kurşun ağırlığında acılardan nasiplendiğimle
Hikmetin el verdiği o cehennem bile
Aşk tadında bir rahle
Yine arındığım sefaletin dahi
Tek izi kalmazken geride.