4
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1289
Okunma

Sorma gardaş halın nasıldır diye
Kalem’le kâğıt’a yazılmaz hasret
Bilmiyorum neden böyledir niye
Tarifi imkânsız yazılmaz hasret
Irayıp gidersin hep diyar diyar
Kim’isi Ana der,kimisi’de yâr
Yaş doludur gözü olmaz bahtiyar
Sel olur yaşları yazılmaz hasret
Elinde bir resim yâr’den yadigâr
Götürüp onuda Mezat’ta satar
Umud’un yitirip dağılanlar var
Bitirir insanı yazılmaz hasret
Yediği ekmek’te ne tat ne tuz var
Sırdaş olur ona sade dört duvar
El açıp Allah’a bir ömür yalvar
Duyan olmaz sesin yazılmaz hasret
Dertlerimi duvar edip ördüğüm
Çözülmez bilmece sanki kördüğüm
Kalmamış umud’u nice gördüğüm
Hayattan bezdirir yazılmaz hasret
Yapayanlız Durak garib başına
Karışır göz yaşı ekmek aşına
Ölse bile gelen olmaz naaşına
Toprak edip yutar yazılmaz hasret
Durak YİĞİT
Gönüllerin Şairi
KOCAELİ
Değerli dostum,gardaşım dediğim Sayın Sadık DAĞDEVİREN’e gönül dolusu teşekkürlerimle..
Bak şu mektubumun yanıktır ucu
Dinler mi sanırsın taht ile tacı
Anlatsam yıllarca, tükenmez acı
Vuslat gelmeyince, bozulmaz hasret
Bilesin kâğıt’a, yazılmaz hasret
Şu hüzün dediğin, nasılda kıprak
Bağrına basacak, yakında toprak
Takvimlerden her gün, düşerken yaprak
Ayrılık olmadan sezilmez hasret
Bilesin kâğıt’a, yazılmaz hasret..................Aşık Lüzumsuz