0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
934
Okunma

-I)
Tutuştu gönül otağı har ile,
-Düştü yüreğim alevli bir kora-
Bu yangına bile sen dayanmadın.
Geceleyin uykundan kan ter ile,
-Bir çocuk gibi hıçkıra hıçkıra-
Yatağından düşerek uyanmadın.
Henüz düşmezken yüreğine cemre,
Bendim saksını sulayan o musluk.
Biat ederken verdiğin her emre,
Araya soktun bir asırlık küslük.
-II)
Gelince kış kapımıza kar ile,
-Kavuşmamız kaldı başka bahara -
Dedikçe hep kaçmaktan usanmadın.
Soluduk çiğ havasını yâr ile,
-Dizildi boğazıma sıra sıra-
Ölüyorum dedim, öldüm sanmadın.
Henüz düşmezken sevda yokuşuna,
Yoruldun ortasında devler gibi.
Kalbime ok ok düşen bakışına,
Yıkıldım viran olmuş evler gibi.
-III)
Şaşıyla yatıp kalkınca kör ile,
-Baktı incinmiş sağırlar kusura-
Buna bile tamah edip yanmadın.
Savaştan mağlup dönmüş bir er ile,
-Üfledik kıyamete yakın Sur’a-
Benim için günaha boyanmadın.
Henüz yanmazken başında kandiller,
Bendim bir mum gibi tutuşan sana.
Adını anmazken çürümüş diller,
Kupkuru aşkımdı veren şan sana.
-IV)
Birleşince masmavi gök yer ile,
-Kabuk bağlayacak açtığın yara-
Ben gibi her yaraya bulanmadın.
Susuz kalır mı çiçekler nar ile,
-Düşsen de o çiçekler gibi dara-
Bir kez olsun bahçemde sulanmadın.
Henüz olmazken aşka bile layık,
Bendim başında esen kavak yeli.
Sokağının başında yarı ayık,
Yarı sarhoş gezendir sana deli.