6
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1358
Okunma

Boşluğun
anlam kayması
ve parçalanan tuğla duvarlar.
Ağzını
dayamış diğerinin
oniki parmak
yarasına
öpüyor
hayır öpmüyor yalıyor
Şimdi koltuklar konuşuyor
liyakat
riyakat
ve cinayet
olmadı bu cerahat.
Kaldırım da mülteci
otobanda hülleci
bütün şehir
boyu
çatıları akıyor evlerin
Ve çıplak ayaklarıyla yağlı parmaklarıyla yıkıyorlar
halıları..
Tütün ve yara kokan odalar
bekar odaları
fahişe odaları
şair odaları
erk güzellemesi
fevri inkarlarım büyüyor
yürü yürü nereye kadar adalet.
Adaleli esmer elleriyle beyaz fistanlı
şeyhler
petrollük şeyler ve sheller olmadı bp
katar yüklü
hatır yüklü
silah yüklü
kan yüklü
öküzler.
Öküz altında buzağı arıyorum efendiler
elime çarpan
şey kamış
şeker kamışı
giren çıkan bize bakışı.
Reddediyorum efendiler
kürsüye çıkarıyorlar
kürsüde kürsüymüş ha
şimdi ben buraya
neden
çıktım
bilmiyorum
Niye çıktım biliyorum
olmaz olsun böyle şiir
vur vur vur boynuna boynuna gavurun dölü.
Zalimin zulmü varsa
mazlum
büyür
büyür büyür
çok büyür
zulmün Allahını yapar.
Fener ne koydu be efendiler
yok yok
böyle değildi
o iş
zarsız bela ve çetesi sinemalarda
kuytu köşede
kaktüs
saksıda
Doğuş
arabesk
marabesk.
Yi
yin
eften püften şeyler işte
kel ile kör
topal
katır
düştü aha yere yatır yatır yavaş yatır cağnım
zevk alamıyoruz.
Gayya kuyusudur bu kuyu
bir memleket düşer
parçalanır
bölüşülür
demokrasi uğrar
Yugoslavya’laşır....
5.0
100% (3)