0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2270
Okunma

annem limon çiçeği kolonyası ile karşılardı beklenmedik misafirlerini
güneydeki bir rıhtımda yelkenini mavi denizelere açan bir denizciyi bekler dururdu durmadan
taş plakta dönenip duran alaturka şarkılarla
annem gecikmiş bir mayıs yağmuruydu
yaz bahçelerinin çiçeklerinde hatırların masumiyeti
hicran sokağının şarkılarını söylerdi
yer çekimli aşklarla beklerdi hoyrat denizci sevgililerini
gecikmişti yalınayak bir şiire
aşka tutkuya akdenizin yabancı melisa çiçeklerine
grapon kağıtları gibi renk renk açılıverirdi çocukluğum
limon ağaçlarıyla süslenmiş bahçede annemi görünce
ılgıt ılgıt esen rüzgarlar uzak şehirlerin mektuplarını getirirdi
van gogh gibi kardeşim teoya mektuplar yazardım
yatılı öğrencilik günlerinde
acı şaraplarla konstantin simonov şiirleri okurdum
akdenizde açtı mı sevgilerin en durusu annem limon çiçekleri
hür ferah ümitli bir şiir gibi gelirdi annem
limon çiçeklerinin kokusuyla
beklediği denizci uzak koylarda
zakkum har
defne sararmış
bodur maki yalnızlığım
nasıl da büyüdün böyle
limon çiçeklerinin arasında
boynu bükük bir limon çiçeğiydi annem
yelkeni alabora bahtı sonbahar sarısı
ne zaman ulaşırım bilmem senin iç denizine
dudaklarıma limon çiçekli bir yalnızlık konduruyorum
takvimler değişsin istiyorum
bir türkan şoray filmiyle
dönmek o eski sinemalara
geldiğimde limon kokulu bahçene
yoktun anne
soğuktu
ve
yağmur çiseliyordu
akdenizin pencerelerine
Ömriye KARATAŞ
20.06.2017
5.0
100% (3)