karanlık yıldızına gebe ıkın
sen boş versene şimdi
açlık sarmış yürek sofranı
kaç bebe gülüşü emzicek
aklının uzun gri parmakları


delen boynuzları var biliyorsun
kırmızı pelerinli düşün
sürüyor kaç kurt bir sürüyü uçuruma
ya acınası diz kapaklarım
ardından öpüp narkoz çektiğin hummalı ter
tövbe ettim koşmuyorum işte sus
çivilemesin geceler gözlerine
ışık çıldıranı duşa kabinleri
dediydi suların sıcak ağzı çamurdan nefesleri
kirlenmek güzelmiş be anne


manasız gerilmeler alnında
gevşe volta atıyor garip görünümlü adam
panik atağın avuçlarında
yükseklik korkusu buluta dayalı merdivenin
saçlarım esti suç işledim işte affet
iri göğüslü bir ölümün bayram öncesinde
sırt verilen çimenlerin işlediler onlar
görebildiğini algımın bekaretine
kulaç atılıyor derin soluk
omuzlarımın kor yükünü hafifletsene


uzun gidemez çarpık adımlar
çok halli de değilim zaten iki öğün
dudak aramdan sızan dumandan
kabarıp coşan yine de
baba gününü kutlayamadım üzgünüm
vatanını görmezden emek
kaç kadın kurban ettik bilinmiyor
bildiğim taştan çok sayı


0119