4
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1602
Okunma

Gölgeleri de şahit tutalım ve ısrar edelim aşkın tahakkümüne sonra da savuralım nidalarımızı ve aşk diye inlesin yerküre.
Bizler ki hazandan mütevellit; bizler ki aşka âşık ve bizler ki suskun.
Ve sustum ve düşündüm belki de az sonra ağlayacak gökyüzü ve gözü seğirecek bulutların.
Severek çoğaldığımız bir gerçek ve şiirleri hutbe tadında nice yürek.
Seyyar gölgelerden çekmedi hiçbir şeyden
Çektiği kadar.
Kalpazan imgelere sığındı şair,
Dökülen küçük aksanlı o yarım ağız sevincine bandı
Hıçkırıklarını.
Lal olmuş feryatlardı arş-ı alaya çıkan
Sadece ve sadece Sağır Sultan’ı muhatap bildi
Çılgın şair.
Kebirlerdi kabri;
Sancılarıydı sanrı bildiği
Ve kerrat cetvelinde sadece pi sayısına denk düştü
Maharet bildiği çalımlı aksanında şiirin
Paye verdi sadece öksüzlüğüne kol kanat geren
Kim ise ve
Serdi postunu yaz ortası.
Ortalama zihninde ortancalar kondurdu
Arasına dizelerin
Ne de olsa sevdiceği idi
Sadece çentik atan o melun şiirlerine.
Kem küm etti,
Kem gözlerden de çekmediğini isyan belledi;
Kan bürüdü yine iri gözbebeklerini.
Aşkın alfabesine dokundu usulca,
Aşığı hazan belledi ne de olsa
Çekmedi hayatın yükünü peşi sıra
Sair hece ve sair şair,
Debdebeli ve yüksek ökçeli sevdalara düştü yolu
Her şiirde, her beyitte asılı izdihamlara dokundu
Kalemin titrek ucu.
Zandı şiir,
Aşktı şairin yüreğine delalet:
Sonra ne mi oldu?
Geceyi büklüm büklüm;
Heceleri de böldü kendince
Zamandan çaldı,
Ömürden ömür yağdı şiirin dokunaklı kafiyelerinde
Zehir oldu hem de nasıl yazmadığı her gece.
Ufkunda naz yüreğinde niyaz
Kolunda nazlı yarın pişmanlığı
Yine himayesine girdiği o birlikte
Mahşere bile paye verdi henüz göçmeden,
Korudu onurunu
Savmadı da sırasını:
Aşikârdı; evrenin nabzı attıkça
Şiir soluyacaktı çıkmaz sokağında
Şairin bile kisvesi mızrap tadında,
Kovuşturdu dünü ve yarını
Unuttu unutalı an’ı yok saydığını.
5.0
100% (11)